Tetikçilik değil, gazetecilik yapın!

Türkiye’de gazetecilere yönelik tutuklama ve gözaltı haberlerini takip etmekte güçlük çeker hale geldik.

Ancak alışmayacağız.

Muhalif ve sorgulayıcı gazeteciliğe Türkiye Cumhuriyeti’nin en ağır darbesinin vurulduğu günlerden geçiyoruz.

Dün ne yazık ki gazeteci gözaltılarına bir yenisi daha eklendi.

Gazeteci Ahmet Şık, sosyal medya paylaşımlarında “Türkiye Cumhuriyetini, yargı organlarını, askeri ve emniyet teşkilatını alenen aşağılama” ve “terör örgütü propagandasını yapma” suçlarını işlediği iddiasıyla gözaltına alındı.

Düşünce, basın ve ifade özgürlüğü ihlalleri, gazeteci tutuklamaları ve gazetelerin kapatılması ile Türkiye her geçen gün daha da koyu bir karanlığa gömülüyor.

Avrupa’da yaşayan Türk gazeteciler olarak, sadece basın ve ifade özgürlüğü ihlallerini değil aynı zamanda medyanın susturulmasına hizmetkarlık eden basın yayın kuruluşlarını da sert dille kınıyoruz.

Gazetecilik yerine tetikçilik yapan medya organlarını da protesto ediyoruz.
İfade ve düşünce özgürlüğünü baltalamaya, gazetecileri hedef göstermeye, muhalif sesi susturmaya and içmiş anlayışa yardakçılık ve yaltaklık yapan medya çalışanlarını ise “gazeteci“ değil “tetikçi“ olarak addediyoruz.
Gözaltına alınan gazeteci Ahmet Şık henüz öğrenmeden Şık’a yöneltilen suçlamaları servis eden Anadolu Ajansı’nı gazetecilik etik ve ilkelerine uymaya davet ediyoruz.

Avrupa Türk Gazeteciler Birliği (ATGB) Yönetim Kurulu

Şık’ın avukatı: Ahmet soruşturma açılmasını bekliyordu

Sosyal medya hesabından, attığı tweetler nedeniyle gözaltına alınan gazeteci Ahmet Şık’ın gözaltısına yönelik yankılar sürüyor.

Şık’ın avukatı Tora Pekin, “Türkiye’de hak haberciliği yapan istisnasız her gazeteciyi Ahmet Şık gibi böyle bir savcılık işlemi bekliyor” dedi.
Deutsche Welle Türkçe’den Hülya Topçu’nun sorularını yanıtlayan Pekin, dosyaya kısıtlama kararı getirildiğini, soruşturma savcısının müvekkilleri Şık’la görüşmelerine beş gün yasak koyduğunu belirtti.

DW Türkçe’nin konuya ilişkin haberi şöyle:

DW Türkçe: Ahmet Şık’ın gözaltına alınma nedeni ne?
Avukat Tora Pekin: Kendisiyle ilgili gözaltı kararında, attığı bir takım tweetler ve Cumhuriyet Gazetesi’nin internet sayfasında yayınlanan haberleri nedeniyle Terörle Mücadele Kanunu’nun 7/2 yani ‘terör örgütünün propagandasını yapmak’ ve 301. madde, yani ‘hükümet ve yargı organlarını aşağılama suçundan hakkında soruşturma başlatıldığı belirtiliyor.
Türkei Rechtsanwalt Tora Pekin (privat)
Avukat Tora Pekin
DW: Soruşturma dosyası size ulaştı mı?
Pekin: Hayır biz alamıyoruz dosyayı, bize göstermiyorlar.
DW: Dosyaya yönelik kısıtlama kararı var mı? Varsa bu hukuki açıdan ne anlama geliyor?
Pekin: Evet var. Hukuki olarak bize dosyadan hiçbir şeyi göstermeyecekleri manasına geliyor bu. Bir tek kendi adımızın, imzamızın yer aldığı ifade tutanaklarını alabiliyoruz. Bir de yasa uyarınca bilirkişi raporu varsa dosyada, onları alabiliriz ama onların dışında dosyadaki herhangi bir belgeyi göstermeyecekler.
DW: Avukatlarıyla görüşme yasağı konusunda belirlenen süre nedir?
Pekin: Avukatları beş güne kadar Ahmet Şık’ı göremeyecek. Mutlaka beş gün uygulanacak diye bir kural yok ama soruşturma savcısı şimdilik beş gün görüşme yasağı almış. Bize bu şekilde bildirildi.
DW: Ahmet Şık ne zaman hakim karşısına çıkabilir?
Pekin: Bir şey söylemek zor. Savcı gözaltı süresini suçlama konusuna göre değiştirebilir. Ama şu an ‘örgüt propagandası suçu’ söz konusu olduğu için gözaltı süresinin çok uzamayacağını düşünüyorum.
DW: Ahmet Şık şu an nerede?
Pekin: İstanbul’da Vatan Caddesi’ndeki Emniyet Müdürlüğü binasında tutuluyor.
DW: Siz avukatları olarak nasıl bir girişimde bulunacaksınız?
Pekin: Bekleyeceğiz. Öncelikle kendisiyle görüşmeyi bekleyeceğiz. Bu arada da hükümete yakın, adliyeye yakın muhabirlerin geçtiği haberlerden topladığımız bilgiler ışığında bir hazırlık yapacağız. Şu anda sadece bekliyoruz.
DW: Soruşturma savcısı ile görüştünüz mü? Bu konuda girişiminiz oldu mu?
Pekin: Biz kendisi ile görüşmeyi isteriz ama şu anda İstanbul Adliyesi’nde savcı ve özel kalemi dahil, yazı işleri müdürlüğü kapatılmış. Kalemle görüşmemize dahi izin verilmiyor, savcı kendisi de bizimle görüşmüyor.
DW: Ahmet Şık gözaltına alınmayı ya da hakkında soruşturma başlatılmasını bekliyor muydu? Bu konuda bilginiz var mı?
Pekin: Sadece Ahmet değil şu anda Türkiye’de hak haberciliği yapan istisnasız her gazeteci kendisiye ilgili böyle bir savcılık işlemi bekliyor. Bunun hiç tartışması falan yok. Ahmet de tabii ki, ‘bakalım bana nereden gelecekler? Hangi yazdığımdan hangi çizdiğimden bir suçlama yöneltecekler’ diye uzun zamandır bekliyordu.
DW: Sosyal medyada bir hesap tarafından, bir grup gazeteci hakkında soruşturma başlatılacağı iddia edilerek bir liste paylaşıldı. Bu listede Ahmet Şık’ın da adı vardı. Şık’ın avukatı olarak bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Pekin: Bu hesabı ve iddiayı ciddiye almıyorum. O paylaşımın tek amacı nasıl olsa Türkiye’de şu an gazeteciler sistematik bir şekilde gözaltına alınıyor. Ve çoğunlukla tutuklanıyorlar. Haklarında davalar açılıyor. O listeden nasılsa birileri hakkında halihazırda soruşturma sürüyordur ya da soruşturma açılacaktır bu belli. Bunu yazmak için devletin derinlerinden bir bilgi almanız gerekmiyor. Burada yapılmak istenen şu bence: Bir, iki kişi hakkında soruşturma açılarak, listedeki diğer gazeteci arkadaşları tedirgin etmek, huzursuz etmek. Bence insanlar bu tür hesapları ciddiye almamalılar.

ERDOĞAN, ALPAY VE KAYA TAHLİYE OLDU

Ohal kapsamında kapatılan Özgür Gündem gazetesinin yayın danışma kurulunda yer aldıkları gerekçesiyle yargılanan sanıklardan Aslı Erdoğan, Necmiye Alpay ve Zana Kaya hakkında tahliye kararı verildi.
İnan Kızılkaya’nın tutukluluk halinin  ise devam etmesine karara bağlandı.
Yazar Aslı Erdoğan, dilbilimci Necmiye Alpay, gazetenin yazı işleri müdürü Zana Kaya, gazetenin eski genel yayın yönetmeni İnan Kızılkaya, yöneticiler Bilge Aykut, Ragıp Zarakolu, gazetenin eski imtiyaz sahibi Kemal Sancılı, avukat Eren Keskin ve Filiz Koçali ‘terör örgütü üyeliği’ ile suçlanıyor.

Jilet Ayşe’nin hediyeleri çok konuşulacak !

Almanya’nın önde gelen Türk kökenli kadın komedyenlerinden İdil Baydar namı diğer Jilet Ayşe son gösterisi “Helal Noel“ (Weihnachten Helal!) ile yine adından çokça söz ettirdi.

Ankaralı 39 yaşındaki kabare oyuncusu ve stand up ustası İdil Baydar, yılbaşı öncesi ve Noel tatili arefesinde Almanya’da yayınlanan ekonomi haber sitesi „Halal Welt“in Genel Yayın Yönetmeni Kemal Çalık’ın sorularını yanıtladı.
nicht-zu-glauben-ist-unmoglich-halal-welt-das-magazin-fur-die-halal-wirtschaft

Gösterilerinde politik mesajlar veren İdil Baydar ile helal jelibon, son dakika noel hediyeleri ve erkeklerin değer verilme arzuları üzerine aynı zaman ATGB Yönetim Kurulu Üyesi / Sayman Kemal Çalık konuştu.
www.halal-welt.com haber portalında yayınlanan röportaj şöyle:

“HELAL NOEL“ İSMİ GARİP AMA GERÇEK

Sayın Baydar, noel hediyesi aldınız mı?
Valla son dakikada, 24’ Aralık’ta aldım.

01_pressefoto_credit_cengiz_karahan

Bizim dini bayramlarımızda ne yapıyorsunuz?

Şeker Bayramı’nda babamın elini öpüyorum. Gerçekte çok da dindar değilimdir. Elbette dinimiz ile ilgili bilgim var ve bana çok da yararı oldu bu bilgilerin. Ancak ben daha çok spiritüel konulara eğilim duyuyorum.

02_pressefoto_credit_cengiz_karahan

“Helal Noel“ ismini taşıyan gösterinizin adı biraz uçuk kaçık değil mi?

Evet garip gelebilir. Ancak gerçeğe uygun. Hz. Musa üç dini de birleştiren bir peygamber. Hıristiyanlar, Müslümanlar ve Museviler için önemli bir figür. Böyle bakılırsa evet noele, helal diyebiliriz. Dinler arasında mesafe konmaya çalışılan günümüzde elbette bu isim kulaklara çok da alışıldık gelmiyor olabilir.

“ALMAN KÖKENLİ DEĞİL“ NOTU NEDEN DÜŞÜLÜYOR?

Gösterinin başında Hıristiyanlar, Müslümanlar, Museviler ve inançsızlar bir armağan masasının başında oturuyor. Daha sonra siz Jilet Ayşe olarak gelip, Almanya ile konuşmak istiyorsunuz. Jilet Ayşe ne istiyor?

Jilet Ayşe, karşısındaki tarafından iyi dinlenmediğini düşünüyor. Bu nedenle insanların yüzüne doğru bağırmaya başlıyor. Konuşulacak bir sürü şey var. Örneğin Almanya’da yaşamaya karar vermiş Amerikalılar, neden „tercih edilen yabancılar“ olarak yansıtılıyor. Burada doğan çocuklarımıza neden“ Alman kökenli değil“ notu düşülüyor. Bunları konuşmalıyız.
Bu masada inançsızın ne işi var?
İnançsız neyse o. Masaya uyuyor işte.

03_pressefoto_credit_cengiz_karahan

Noeli kutluyor musunuz?

Taksi şoförüyle konuştum. „Kutlamasak“ daha iyi, dedi. Ama elbette ki kutlamalıyız. Kur’an’da İsa Peygamber’den söz ediliyor. Bu nedenle Müslümanların kutlamaması için bir sebep göremiyorum. Hz. İsa, Müslümanlar için de büyük bir peygamber.
Almanya’da vejeteryanlık, organik beslenme çok tutuluyor. Siz de bu trendi izliyor musunuz?
Kesinlikle. Kitlesel katledilen hayvanların etini asla yemem. Bu çok korkunç. Etli yemekleri iyice azalttım. Neredeyse sıfır noktasında diyebilirim. Ancak çok katı da değilim. Arada bir sosis de yiyorum.

“Helal“ bir yaşam sürmek sizin için önemli mi?

Jelibon konusunda kesinlikle öyle. Jelatin bana iyi gelmiyor. Allah’tan helal jelibonlar var. Helal üretimde, ürünlerin arılığına önem veriliyor. İstismar ve çevreye ve diğer insanlara zarar vermesi tabu. Afrikalı çocuklar tarafından yerin altından çıkarılan elmasların yer aldığı telefonlar var örneğin. Ya da kürk mantolar. Köpeklerin derilerini yüzerek sahte kürk manto yapıyorlar.

06_pressefoto_credit_cengiz_karahan

ALMANLAR KENDİNİ BEĞENMİŞ, TÜRKLER ÇİFTE STANDART DÜŞKÜNÜ

Türklerde ve Almanlarda size ne komik geliyor?

Almanlardaki kendini beğenmişliği ve üstün ırk kompleksini çok komik buluyorum. Bu konuda destek almaları gerekiyor. Başkaları için bu kadar çok gelişim desteği vermeye hazır olanların kendileri de bu destekten yararlanmaları gerekiyor. Biz Türklerde ise çifte standart zirve yapmış. Örneğin, „Domuz eti yemiyorum. Domuz eti yiyenlerin hepsi de benim için pistir“ deyip sonra da uyuşturucu kullanıp, fahişelerle yatıp kalkanlara ne demeli?

idil-baydar1-jilet-ayse

ERKEKLER NEDEN ERKEK SIĞINMA YURDUNA GÖNDERİLMİYOR?

Sizin için doğru sorular nelerdir?

Köln’deki yılbaşı gecesi olayları sonrası, „Neden yabancı erkekler Alman kadınlarına saygı duymuyor?“ sorusunu yönelttiler. Bu çok yanlış bir soru. Doğrusu „Erkekler neden şiddet uyguluyor ve biz bu konuda neler yapabiliriz?“ olmalı.
Kadın erkek eşitliği konusunda da öyle. Kadınlar şiddet görünce evlerini terkedip, Kadın Sığınma Evine yerleşmek zorunda. Neden bir kadın üç çocuğu ile evi terkedip, yurda yerleşsin? Neden erkekler, erkekler yurduna yerleştirilmiyor? İlginç olanı ise şiddet hep yabancı erkeklerle ilişkilendiriliyor. Gerçek şu ki Alman kadınları da Alman erkeklerinden şiddet görüyor.

05_pressefoto_credit_cengiz_karahan

Erkekler neden şiddet eğilimli?

Birçok nedeni var. Önce bir erkeğin en derindeki temel ihtiyaçları ne, bu konuda netliğe ulaşmak gerek. En önemli ihtiyaçlarından biri dikkate alınmak, değer verilmek. Onları dikkate almadığımız zaman mutsuz oluyorlar. Bu nedenle erkeklere değer görme, tanınma mücadelelerinde nasıl bir ortam sunabiliriz, bunu araştırmamız gerekir.

10_pressefoto_credit_cengiz_karahan

BİRBİRİMİZE “SAYGI“ VE “DEĞER“ ARMAĞAN EDELİM

Peki son olarak, hediye masasına geri dönelim. Hıristiyanlar, Müslümanlar, Museviler ve inançsızlar sizce birbirlerine ne armağan etmeliler?

Birbirlerine değer vermeleri beni çok mutlu ederdi. Aralarındaki sorunları çözmek için birbirlerine bir göz atsalar örneğin. Benim önerim birbirlerine “saygı“ ve “değer“ armağan etmeleri. Bu onları yanlış yargılardan, önyargılardan koruyacaktır.

Jilet Ayşe onlara ne armağan ederdi?

Onların her birine Hıristiyanlar, Müslümanlar, Museviler ve inançsızlar üzerine birer fıkra anlatırdım. Ayrıca inançsızlar, „inanmadıklarını“ iddia etseler de bu da bir inançtır. İnanmamak imkansız!

Foto: Cengiz Karahan

ATGB PANEL

Avrupa’da Türkçe internet gazeteciliği nereye gidiyor?

Göçle birlikte Avrupa’da Türkçe yayınlar da başladı.

Türkiye’deki birçok gazete Avrupa’da basıldı, dağıtıldı.
Söz konusu süreçte Avrupa’da okurla buluşan Türkçe gazetelerin tirajlarının toplamı bir dönem 200 binlere ulaştı.
Bayilerde raflarda Türkçe gazeteler, zengin çeşitlilikleri ile yıllarca varlık gösterdiler.
Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde sayısız yerel gazete, internet gazetesi Türkçe yayıncılık yapıyor.
İstanbul merkezli, Avrupalı Türklere yönelik televizyon yayınlarının yanı sıra Alman devlet radyo ve televizyonlarında Türkçe yayınlar da sunuldu.

Ancak Avrupa’daki Türkçe medyanın parlak dönemi en azından Türkiye merkezli Türkçe gazeteler için gerilerde kaldı.
Özellikle İstanbul merkezli kağıda basılı gazeteciliğin gerilemesi hızla sürerken, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde sayısız yerel gazete ve internet gazetesi son dönemde ciddi şekilde varlık göstermeye başladı.

Hatta Almanya’daki Türkçe medyanın en devinimli, en çok okunan organının Türkçe haber siteleri olduğunu söyleyebiliriz.
Avrupa’daki internet gazeteciliğinde bugün önemli bir rekabet ortamının oluştuğunu da gözlüyoruz.

Sadece bölgesel habercilikle yetinmeyen Türkçe haber portalları Almanya, Avrupa ve Türkiye’den haberleriyle de okurlara ulaşıyor.

Yayınlandıkları bölgelerin siyasetçileri, kültür-sanat adamları, işadamları, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri Türkçe haber sitelerinde köşe yazarları olarak karşımıza çıkıyor.

Hepsinin ortak noktası Türkçe yayıncılık, Ancak Türkçe internet gazeteciliğinde iletişim ve kültür dili olarak Türkçe ne derece doğru kullanılıyor?

Bağımsız ve tarafsız habercilik mevcut mu?

Haber portalı olarak Türkçe internet gazeteciliğinde istikrarlı bir yayıncılık söz konusu mu?

Haber siteleri hedeflenen ilan gelirlerine kavuştu mu?

Yoksa yerel Türkçe gazetelere stepne fonksiyonu mu görüyor?

Avrupa’daki yüzlerce Türkçe haber sitesinin birleşerek ortak ve güçlü bir Türkçe yayıncılık yapma yoluna gitmesi gerekiyor mu?

Türkçe internet gazeteciliği yerel konularla sınırlı kalmalı mı?

Türkçe haber portallarında araştırma gazeteciliğinden, ciddi habercilikten söz edilebilir mi?

Türkçe internet gazetelerinin siyasi eğilimleri nedir?

“Avrupa’da Türkçe internet gazeteciliği nereye gidiyor?” başlıklı Frankfurt’taki toplantıyı ATGB Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Çalık yönetecek
“Avrupa’da Türkçe internet gazeteciliği nereye gidiyor?” başlıklı Frankfurt’taki toplantıyı ATGB Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Çalık yönetecek

İşte bu sorulara yanıt aramak üzere Avrupa Türk Gazeteciler Birliği (ATGB) 14 Ocak Cumartesi günü bir panel düzenliyor.
Avrupa’da Türkçe internet gazeteciliğinin masaya yatırılacağı toplantı Verdi Franktfurt (Wilhelm-Leuschner-Str. 69-77, 60329 Frankfurt) salonunda gerçekleşecek.
Toplantıya Almanya Bülteni Genel Yayın Yönetmeni Arif Şentürk, Yeni Posta Yayıncısı ve ATGB Üyesi Mustafa Bozdurgut, Bizim Berlin ve Aypa Genel Yayın Yönetmeni ve ATGB Üyesi Ali Yıldırım, Avrupa Kültür Genel Yayın Yönetmeni ve ATGB Kurucu Üyesi Osman Çutsay, www.seyfialp.com sitesi yayıncısı ve ATGB Üyesi Seyfi Alp katılacak.
Saat 14’te başlayacak toplantıyı ATGB Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Çalık yönetecek.

Toplantı hakkında ayrıntılı bilgi +49 178 8039554 numaralı telefondan alınabilir.

ATGB’nin duyurusu ise şöyle:

AVRUPA’DA TÜRKÇE İNTERNET GAZETECİLİĞİ NEREYE GİDİYOR?

TARTIŞMA TOPLANTISI

KONUŞMACILAR
Almanya Bülteni Genel Yayın Yönetmeni Arif Şentürk
Yeni Posta Yayıncısı ve ATGB Üyesi Mustafa Bozdurgut
Bizim Berlin ve Aypa Genel Yayın Yönetmeni ve ATGB Üyesi Ali Yıldırım
Avrupa Kültür Genel Yayın Yönetmeni ve ATGB Kurucu Üyesi Osman Çutsay
www.seyfialp.com Yayıncısı Seyfi Alp
YÖNETEN
ATGB YK Üyesi Kemal Çalık
YER
Ver.di Hessen
Wilhelm-Leuschner-Str. 69-77, 60329 Frankfurt
TARİH
14 Ocak 2017 Cumartesi
SAAT
14.00-17 arası

Beşiktaş katliamının da peşini bırakmayacağız

Ülkemiz maalesef yine en acı günlerinden birini daha yaşamaktadır. 
Masum insanları öldürmenin hiç bir siyasi haklılığı ve geçerliliği olamaz. 
Beşiktaş’ta girişilen terör saldırısını kelimenin her anlamıyla kınıyoruz.
Avrupa Türk Gazeteciler Birliği (ATGB) olarak Türkiye’nin adeta geri dönülmez bir yola girdiğine tanık oluyoruz.
Gazeteciler üzerindeki ağır baskıların kısa sürede halkın üzerine yağan bombalara dönüştüğünü görüyoruz. Türkiye’de sadece özgür basın anlayışının değil, sıradan insanların da hedef alındığını, açık terör aşamasına geçildiğini, bu yoldan dönüşün çok zor olduğunu söylemek zorundayız.
Çünkü bu felaketi, Yugoslavya-Suriye hattından gayet iyi tanıyoruz.
Gazeteciler olarak görevimiz, aydınlatmakla yükümlü olduğumuz halklara karşı işlenen cinayetlerin kaynaklarını ve sonuçlarını, bu katliamlarla ilgili bilgileri açığa çıkarmaktır. Bu doğrultuda aralıksız bilgilendirme hizmeti vermek, insanlarımızı hiç değilse bu açıdan korumak zorundayız.
Basın özgürlüğünün çiğnendiği yerlerde halkların böyle kitlesel cinayetlere kurban gitmesinin çok kolaylaştığını iyi biliyoruz. Artık o noktadayız.
Nefretle lanetlediğimiz Beşiktaş katliamının da peşini bırakmayacağımızı, gazetecilik sorumluluğumuzun gereklerini bulunduğumuz her alanda yerine getireceğimizi ilan ediyoruz.

Avrupa Türk Gazeteciler Birliği (ATGB) Yönetim Kurulu

Berlin’de Türk gazetecilerin katliam protestosu

İstanbul’un Beşiktaş ilçesindeki terör saldırısı, Berlin’de yerleşik Türk gazeteciler tarafından protesto edildi.

Türkiye’nin Berlin Büyükelçiliği önünde toplanan gazeteciler terörün her çeşidini kınadıklarını bildirdiler. ATGB adına adına gazeteci Ali Yıldırım’ın da katıldığı gösteride şu açıklamalara yer verildi:
aypa-20161213-berlinli-aktif-gazeteciler-elcilik-onunde-bildiri-okuyup-kirmizi-karanfil-biraktilar-2“Ülkemizde cumartesi gecesi oynanan Beşiktaş-Bursaspor maçı sonrasındaki terör eylemini Berlin’de yerleşik yerel ve ulusal Türk basın mensupları olarak büyük bir üzüntü içerisinde burada da hissettik.  Berlin’de yaşayan Türkiye kökenli gazeteciler olarak her türlü terör eylemini şiddetle kınıyor ve bir kere daha lanetliyoruz. Terör nereden ve hangi örgütten gelirse gelsin, bir insanlık suçudur. Acımız ve üzüntümüz sonsuzdur. Şehitlerimize Allah’tan rahmet yaralılara acil şifalar diliyoruz. Terör karşısında insanlığın ve halkımızın yanında olduğumuzu bildirmek istiyoruz.”
Bildirinin okunmasının ardından Büyükelçilik önüne saldırıda hayatını kaybeden şehitler için kırmızı karanfiller ve güller bırakıldı.

AVRUPA’DA TÜRKÇE İNTERNET GAZETECİLİĞİ NEREYE GİDİYOR?

atgb_internet-gazeteciligiTARTIŞMA TOPLANTISI

KONUŞMACILAR

Almanya Bülteni Genel Yayın Yönetmeni Arif Şentürk

Yeni Posta Yayıncısı ve ATGB Üyesi Mustafa Bozdurgut

Bizim Berlin ve Aypa Genel Yayın Yönetmeni ve ATGB Üyesi Ali Yıldırım

Muhabirce Genel Yayın Yönetmeni Hülya Sancak

Avrupa Kültür Genel Yayın Yönetmeni ve ATGB Kurucu Üyesi Osman Çutsay

Kuzey Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve ATGB Üyesi Sadi Tekelioğlu

www.seyfialp.wordpress.com Yayıncısı Seyfi Alp

YÖNETEN
ATGB YK Üyesi Kemal Çalık

YER
Ver.di Hessen
Wilhelm-Leuschner-Str. 69-77, 60329 Frankfurt

TARİH
14 Ocak 2017 Cumartesi

SAAT
14.00-17 arası

CHARLİE HEBDO, ARTIK ALMANYA’DA

 

Fransa’da yayınlanan karikatür ve mizah dergisi Charlie Hebdo, Almanca baskısı ile Almanya’da 1 Aralık’ta okurla buluşacak.

Haftalık karikatür dergisinin ücreti 4 Euro olarak belirlenirken, Almanya’da 200 bin baskıyla okura ulaştırılacak.

AFP haber ajansına konuşan Charlie Hebdo sözcüsü, karikatürler ve metinlerin Fransızca aslından Almanca’ya tercüme edileceğini ancak Alman baskısı için de hazırlanan özel çalışmaların dergide yer alacağını bildirdi.

Aylardan bu yana gazeteciler ve çevirmenlerden oluşan küçük bir grubun projeyi hayata geçirmek için çalışmaları yürüttüklerini kaydeden sözcü, Spiegel dergisinin haberine göre Charlie Hebdo’nun ilk kez Fransa dışında bir ülkede baskısının gerçekleştirileceğine de işaret etti.

Almanya’nın seçilmesinde, Alman yayıncıların özel ilgilerinin etkili olduğu da vurgulandı.
Derginin Paris’teki binasına 7 Ocak 2015’te 2 radikal İslamcı’nın gerçekleştirdiği silahlı saldırıda aralarında dergi editörü Stéphane Charbonnier ve 7 çizerin de bulunduğu, toplam 12 kişi hayatını kaybetmiş, 11 kişi yaralanmıştı.

Saldırı dünyada büyük bir nefretle karşılanmış, Charlie Hebdo basın ve ifade özgürlüğünün bir sembolü haline gelmişti. Dünya çapında gösterilen bir dayanışma ortaya çıkmış ve „Ben Charlie’yim“ (Je suis Charlie) sloganı dalga dalga yayılmıştı.

Saldırıdan bir hafta sonra Charlie Hebdo 8 milyon satmış ve böylece Fransa’daki basın tarihinde tiraj rekoru kırmıştı.

O dönemde dergi satışları ve bağışlar sonucu derginin kasasına milyonlar akarken, okur sayısı da haftada 30 binden bugün 110 bine tırmandı.

Bununla birlikte dergi hakkındaki görüşler ikiye ayrılıyor.:Kimi derginin „kışkırtıcı mizah anlayışını“ takdir ederken kimisi de karikatürleri „tatsız“ ve „tahrik edici“ nitelendiriyor.

Charlie Hebdo son olarak 2016 İtalya depreminde yaklaşık 300 kişinin ölmesini “İtalyan usulü deprem” başlığıyla karikatürize etmiş ve depremde ölen ve yaralananları makarna çeşitlerine benzetmişti.  Büyük tepki gören dergi ırkçılıkla suçlandı. İtalya hakkında hukuki işlem başlattı.

Bunun üzerine Charlie Hebdo, “İtalyanlar” başlıklı bir karikatür daha yayınlayarak “Evlerinizi inşa eden Charlie Hebdo değil, mafyaydı” yazmıştı.

Kışkırtıcı yayın politikası ile hakkında çok sayıda dava açılan Charlie Hebdo 2 Kasım 2011 yılında da „Şeriat Hebdo“ adıyla yayınlanınca dergi binasına molotof kokteyl atılmıştı.
Ayrıca 20 Eylül 2012 yılında ise Hz. Muhammed’i tasvir ettiği iddia edilen karikatürleri yayınlayınca sert tepki almıştı.

Diğer tarafta Charlie Hebdo’ya yayınlarından dolayı dav açanların başında Katolik Kilisesi geliyor.