Trump basın özgürlüğünü tehlikeye atıyor

ABD’de Donald Trump, bağımsız medyayı “halk düşmanı” ve “sahte haber yayıcılar” olarak görüyor.

Avrupa Gazeteciler Derneği’nin (AEJ) Avusturya şubesi, ABD Başkanı Donald Trump’ın medyaya yönelik son tehditleri göz önüne alındığında, Avrupa’da basın özgürlüğü üzerindeki etkileri konusunda uyarıda bulunuyor. ABD’de Trump, bağımsız medyayı “halkın düşmanı” ve “sahte haber yayıcıları” olarak görüyor.

AEJ onursal başkanı Otmar Lahodynsky 13 Kasım 2024, Çarşamba günü, yaptığı basın açıklamasında bu konuyu vurguladı. Bu aynı zamanda Avrupa’nın düşünmesi gereken bir konu olduğunu belirtti.

Lahodynsky, “Seçim zaferinden sonra, Trump, CBS ve ABC gibi TV istasyonlarını, Demokrat aday Kamala Harris lehine haber yaptıkları ve röportajları manipüle ettikleri gerekçesi ile lisanslarını iptal etmekle bir kez daha tehdit etti”, dedi. Avrupa Gazeteciler Derneği, Trump’ın yakında ABD Federal İletişim Komisyonu (FCC) ve yargıçlarının çoğunluğu kendisine yakın olan Yüksek Mahkeme üzerindeki etkisi sayesinde lisans iptallerini uygulayabileceğinin altını çizdi.

Solcu medyaya sansür ve hakaret davaları yoluyla yıldırma

AEJ, Trump’ın iklim değişikliğini inkar etmesinden ve aynı zamanda “solcu medya”nın “sansürününe” karşı harekete geçeceğini açıklamasından endişe duyuyor. Dezenformasyon vakalarını araştıran STK’lar ve platformlar devlet teşviklerini kaybedecek. Ayrıca, medya özgürlüğü ihlallerini veya muhaliflere karşı ayrımcılığı araştıran devlet araştırma kurumlarıyla da ilgilenmek istiyor. Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) 2020 raporunda, Trump’ı gazetecilere hakaret davalarıyla gözdağı vermekle suçladı. Bu tür Slapp davaları – Halkın Katılımına Karşı Stratejik Davalar – AB’de de önemli ölçüde artmaktadır.

AEJ, AB’deki otokratik hükümetlerin ve politikacıların ABD’deki bağımsız medyaya karşı gelecekte alınacak önlemleri taklit etmeye çalışacakları konusunda uyarıyor. AEJ Avusturya başkanı Edgar Schütz’e göre, medya özgürlüğünün korunması AB’nin temel değerlerinden biridir ve her şekilde savunulmalıdır, bu Avusturya için de geçerlidir.

AEJ, sosyal medyanın rolünü de eleştiriyor. Lahodynsky, özellikle X’in en geç seçim kampanyası sırasında sahibi Elon Musk tarafından Trump için bir propaganda aracına dönüştürüldüğü uyarısında bulundu. X’in kullanıcılarının, Musk’ın etkisiyle Trump’ın faaliyetleri hakkında giderek daha fazla tek taraflı bilgi vebraporlar almasından korkuluyor.

Beklenti itaati

AEJ ayrıca, Washington Post ve Los Angeles Times gibi kaliteli gazetelerin sahipleri Jeff Bezos ve Patrick Soon-Shiong’un, ABD seçimlerinden önce bu kez Kamala Harris için geleneksel seçim tavsiyesini yasaklayan ön itaatini de eleştiriyor. Bu gazetelerin sözde “tarafsız tutumu”, sinsice kısıtlanan ifade özgürlüğüne saygı ile savunuluyor.

Doğruluk kontrolü

Bu nedenle Avrupalı gazetecilerin özel bir sorumluluğu var. Trump zaten ilk görev döneminde yalanları yaydığı için, Avrupa medyası ABD’den gelen haberlerin doğruluğunu daha da kapsamlı bir şekilde kontrol etmek zorunda kalacaktı. Bu nedenle doğruluk kontrolü giderek daha önemli hale geliyor. AEJ, ABD’de akredite edilmiş Avrupa medyasının muhabirlerinin Trump yönetiminin baskısı altına girebileceği ve hiçbir koşulda buna boyun eğilmemesi gerektiği konusunda uyarıyor.

Bu bağlamda, AB Komisyonu’ndan akreditasyonların geri çekilmesi veya basın toplantılarına erişimin kısıtlanması gibi yıldırma girişimlerine etkili bir şekilde yanıt verilmesin çağrısında bulunulmaktadır.

ABD, Sınır Tanımayan Gazeteciler ‘in son basın özgürlüğü endeksinde 55. sıraya geriledi.

Kaynak:(APA, 13.11.2024)

Çeviri: Serdar Erdost

Görsel: Erdoğan Karayel

ATGB’den Gazeteci Hilal Köylü’nün Devlet Bahçeli tarafından tehdit edilmesine tepki

Sayın basın emekçisi arkadaşlarımız,
Avrupa Türk Gazeteciler Birliği olarak, sloganlaşmış cümlemizi bir kez daha vurgulamak istiyoruz:
“Gazetecilik Suç Değildir!”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısı sonrası kendisine soru soran Gazeteci Hilal Köylü’ye sinirlenerek tepki gösterdi. Serbest Tv Muhabiri Hilal Köylü’nün, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’la aranızda çözüm süreci konusunda bir görüş ayrılığı var mı?” sorusu karşısında; “Basın mensubu kardeşlerim Türkiye’yi tahrik edici bilgilerle ayrımcılığı körükleyici davranışlardan vazgeçin!” dedikten sonra Hilal Köylü’nün gözlerinin içine bakarak “Vazgeçemiyorsan mesleğini bırak!” dedi.

“Bir meslektaşımızın iktidar ortağı MHP genel başkanı Devlet Bahçeli tarafından sorduğu soruya karşılık açıkça tehdit edilmesini protesto ediyoruz. Siyasilerin, sadece görevlerini yapan basın mensuplarına yönelik tehditkar tavırları ve söylemleri “kitlelerin haber alma özgürlüğüne” aykırıdır ve asla kabul edilemez!

Gazetecileri tehdit ederek, gözaltına alarak ve tutuklayarak yurttaşların gerçeği bilme hakkını engellemekten vazgeçin! Gazetecilik suç değildir.
Gazetecileri hedef göstermek ve tehdit etmek anayasal bir suçtur. “Basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü” demokratik toplumların temelidir.”

Avrupa Türk Gazeteciler Birliği (ATGB) olarak meslektaşımız Hilal Köylü’yü tehdit eden ve hedef gösteren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi şiddetle kınıyoruz. Siyasilerin toplumun haber alma özgürlüğünü baskı ve şiddetle engellemeye yönelik söylemlerinin son bulmasını istiyoruz.

Gazetecilik Suç Değildir!..
Gazeteci Hilal Köylü Yalnız Değildir!..

Gazetecilik suç değildir: Furkan Karabay yalnız değildir!

Sayın basın emekçisi arkadaşlarımız,
Avrupa Türk Gazeteciler Birliği olarak, artık sloganlaşmış cümlemizi bir kez daha vurgulamak istiyoruz: “Gazetecilik suç değildir!”

Türkiye’de halkı bilgilendirerek güç odaklarını haber ve yazılarıyla rahatsız eden gazetecilere yönelik tehdit, gözaltı ve tutuklamalar ne yazık ki devam ediyor.
Son olarak, Esenyurt Belediyesi’nde görevinden alınan ve yerine kayyum atanan Ahmet Özer hakkında yaptığı haberler nedeniyle “10Haber” muhabiri Furkan Karabay önce gözaltına alındı, sonra da sorgusuz sualsiz tutuklandı.
Savcılık, sevk yazısında Karabay’ın paylaşımlarının gerçeğe aykırı, kamu barışını bozmaya yönelik ve kamu görevlisine hakaret içerdiğini belirterek tutuklandığını açıkladı.

Furkan Karabay, yalnızca gazetecilik görevini yerine getirdiğini, yazdığı haberdeki tüm bilgileri zaten savcının Ahmet Özer hakkındaki tutuklanma dilekçesinden aldığını belirterek hakkında alınan kararın kendi kendisini çürüttüğünü ifade etti. Dolayısıyla cümleleri çarpıtma veya dilekçede yer almayan bilgileri yazmasının söz konusu olmadığını vurguladı.

Furkan Karabay’ın dosyasına konulan ve “terörle mücadele eden kişiyi hedef gösterdiği” suçlaması, gerçeği değil, keyfi ve siyasi bir kararı yansıtmaktadır. Terörle Mücadele Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca, terörle mücadele eden kişileri hedef gösterme suçunun yargı tarafından aşırı geniş ve muğlak yorumu, bugüne kadar çok sayıda dava açılmasına neden olmuştur. Bu madde, açıkça basın mensuplarının sesini kısmaya yönelik bir uygulamayı hayata geçirmiştir.
Gazeteci Furkan Karabay’ın kaçma şüphesi olduğu varsayılarak alelacele tutuklanmasına tepkiler gittikçe büyüyor. CHP, DİSK Basın-İş, Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Sınır Tanımayan Gazeteciler başta olmak üzere muhalif medya kuruluşları, önyargılı ve özgür haber yapan medyayı sindirme amaçlı yapılan tutuklamaya itiraz ederek gazeteci Furkan Karabay’ın acilen serbest bırakılmasını istediler.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti de yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Meslektaşımızın tutuklanmasını protesto ediyoruz. En kısa sürede serbest bırakılmasını istiyoruz. Haberi halkla paylaştığı için bir gazetecinin suçlanması, dava açılması ve tutuklanması hukuka aykırıdır. Gazetecileri tutuklayarak yurttaşların gerçeği bilme hakkını engellemekten vazgeçin! Gazetecilik suç değildir. Gazetecileri hedef göstermek ve tehdit etmek anayasal bir suçtur. ‘Basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü’ demokratik toplumların temelidir.”

Avrupa’da görev yapan gazeteciler olarak, Furkan Karabay’ı hedef gösteren ve tutuklayanları şiddetle kınıyor; toplumun haber alma özgürlüğünü baskı ve şiddetle engellediği için iktidarı yasalara uymaya davet ediyoruz.

Gazetecilik suç değildir!
Furkan Karabay yalnız değildir!
Furkan Karabay derhal tahliye edilmelidir!

Avrupa Türk Gazeteciler Birliği (ATGB)

ATGB GENEL KURULUNA MEDYA İLGİSİ

Avrupa Türk Gazeteciler Birliği (ATGB), 9. Olağan Genel Kurulu’nu Frankfurt Halkevi’nde gerçekleştirdi ve yeni yönetim kadrosu belirlendi.

Aralarında merhum karikatürist Turhan Selçuk, bilim insanı Prof. Dr. Nermin Abadan Unat, gazeteci-yazar Altan Öymen, Prof. Dr. Faruk Şen, gazeteci-yazar Yüksel Pazarkaya, gazeteci-yazar Doğan Hızlan ve Halk Ozanı Şahturna’nın da bulunduğu değerli yazar, bilim adamı ve sanatçıların onur üyesi olduğu ATGB’nin genel kurulunda başkanlığa yeniden gazeteci-yazar Recai Aksu seçildi.

Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden gelen ATGB üyeleri, başta tüzük değişikliği ve vekaletle oy verme gibi konularda görüş ayrılıkları yaşasa da günümüz koşullarına uygun bir tüzük değişikliği yapılmasına yönelik önemli bir adım atıldı. Ayrıca, ATGB’nin Avrupa ülkeleri ve eyalet bazında teşkilatlanmasının da önemi vurgulandı.

ATGB’nin yeni yönetiminde şu isimler yer alıyor: Başkan: Recai Aksu (Başkan), Erdoğan Karayel (İkinci Başkan), Işın Ertürk (Genel Sekreter), Mehmet Sefa Doğanay (YKÜ/Medya Sorumlusu), İlhan Baba (YKÜ/Sayman), Seda Şanlıer (YKÜ/İsveç Temsilcisi), Fikret Aydemir (YKÜ/Belçika Temsilcisi), Temel Işık (YKÜ), Birgül Göker Perdisa (YKÜ/İtalya Temsilcisi) ve Arda Eşberk (YKÜ/Berlin Temsilcisi)

İşte ATGB Genel Kurulu`na ilgi gösteren medya kurumlarının haber linkleri:

Yeni Posta:

Radyo Baba:

TELE1:

https://www.tele1.com.tr/atgbde-recai-aksu-guven-tazeledi

ha-ber.com:

AVRUPA POSTASI:

https://www.avrupa-postasi.com/atgb-baskani-tam-demokratik-ve-laik-turkiye-ozlemimizi-surduregiz

YeniHayat:

E-Gazete:

Kilim:

https://kilimgazetesi.de/haber/avrupa-turk-gazeteciler-birligi-nin-atgb-9-olagan-genel-kurulu-frankfurt-ta-gerceklesti.html

TDH Türk Haber:

https://www.tdhhaber.com/avrupa-turk-gazeteciler-birliginin-yeni-yonetim-kurulu-belirlendi

Avrupa Demokrat:

Merhaba Verlag:

GAZETE Hamburg:

ANKA HABER AJANSI

https://ankahaber.net/haber/detay/atgb_9uncu_olagan_genel_kurulunda_yeni_yonetim_kadrosunu_belirledi_204203

Basın özgürlüğü Ortadoğu’da baskı altında

Orta Doğu’da savaş bir yılı aşkın bir süredir devam ediyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), son aylarda dikkatini ve çabalarını öncelikle İsrail ordusunun saldırılarında 130’dan fazla medya çalışanının öldürüldüğü Gazze’ye odakladı. Gazeteciler ve muhabirler Gazze Şeridi’nin her yerinde tehdit altında ve şimdi Lübnan’da da İsrail ordusunun tehlikesine maruz kalıyorlar. RSF, İsrail ve Batı Şeria’daki medya çalışanlarına gözdağı verilmesini de defalarca eleştirdi. 

Şiddet uygulanan saldırıları bildirin

İçinde bulunduğumuz 2024 yılı için, Filistin yanlısı gösteriler çerçevesinde medya çalışanlarına yönelik şiddet içeren saldırılarda bir artış olduğu RSF tarafından çok net bir şekilde belgeleniyor. Orada, bir yandan göstericiler gazetecilere defalarca fiziksel şiddetle tepki gösterirken, diğer yandan polis basın çalışmalarını engellemek ve medya çalışanlarına saldırmakla suçlanıyor. 

Basın özgürlüğü ihlallerini bildirin

RSF, bu tür gösterileri haber yapan ve örneğin Filistinlilerin çektiği acıları belgelemek isteyen medya çalışanlarının işlerinin yazı işleri ofisleri tarafından kısıtlandığına veya engellendiğine dair sürekli şikayetler alıyor. Bu konuda daha net bir resim elde etmek için RSF, etkilenenlere de kuruluşla iletişime geçmelerini öneriyor.

Basın özgürlüğü ihlalleri, diğer şeylerin yanı sıra, bir medya çalışanının işten çıkarılması; haber veya makalelerin istişare edilmeden kaldırılması veya değiştirilmesinden sonra sözleşmelerinin geri çekilmesini içerebilir.

RSF, 2020 yılından bu yana aşağıdaki adreslerde medya çalışanlarına yönelik saldırıları topluyor. Elde edilen veriler, 2025 baharında yıllık kapanış programına dahil edilecektir.

Kontakt

ALMANYA
Reporter ohne Grenzen e. V.
c/o Publix, Hermannstr. 90 12051 Berlin

Fon: +49 30-609895330,
Fax: +49 30 609895339
kontakt@reporter-ohne-grenzen.de

AVUSTURYA
Reporter ohne Grenzen (RSF)

Helferstorferstraße 5, 1010 Wien
+43 676 6706623

info@rog.at
www.rog.at
@pressefreiheit

YÖNETİM KURULU

ATGB Başkanı: Recai Aksu

ATGB II. Başkanı: Erdoğan Karayel

Genel Sekreter: Işın Ertürk 

Yönetim Kurulu Üyesi/Sayman: İlhan Baba

Yönetim Kurulu Üyesi: M. Sefa Doğanay

Yönetim Kurulu Üyesi:  Seda Şanlıer

Yönetim Kurulu Üyesi:  Fikret Aydemir

Yönetim Kurulu Üyesi: Temel Işık 

Yönetim Kurulu Üyesi: Birgül Göker Perdisa

Yönetim Kurulu Üyesi: Arda Eşberk

ATGB Yeni Yöneticilerini Seçti

Avrupa Türk Gazeteciler Birliği (ATGB), 9. Olağan Genel Kurulu’nu Frankfurt Halkevi’nde gerçekleştirerek yeni yönetim kadrosunu belirledi.

Aralarında merhum karikatürist Turhan Selçuk, bilim insanı Prof. Dr. Nermin Abadan Unat , gazeteci-yazar Altan Öymen, Prof. Dr. Faruk Şen, gazeteci-yazar Yüksel Pazarkaya, gazeteci-yazar Doğan Hızlan ve Halk Ozanı Şahturna’nın da bulunduğu değerli yazar, bilim adamı ve sanatçıların onur üyesi  olduğu ATGB’nin genel kurulunda başkanlığa yeniden gazeteci-yazar Recai Aksu seçildi. 

Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden gelen ATGB üyeleri, başta tüzük değişikliği ve vekaletle oy verme gibi konularda görüş ayrılıkları yaşasa da, çağdaş gerekliliklere uyum sağlayacak bir tüzük değişikliği yapılmasına yönelik önemli bir adım atıldı. Ayrıca, ATGB’nin Avrupa ülkeleri ve eyalet bazında teşkilatlanmasının önemi vurgulandı.

Yeni Yönetim Belirlendi

Divan Başkanlığını Yıldız Akalın ve yardımcılıklarını Hasan Aslan ve Selma Demirbaş’ın yaptığı Genel kurulda aday olan isimler gizli oyla seçilerek yeni yönetim oluşturuldu.

ATGB’nin yeni yönetiminde şu isimler yer alıyor: Başkan: Recai Aksu (Başkan), Erdoğan Karayel (İkinci Başkan), Işın Ertürk (Genel Sekreter), Mehmet Sefa Doğanay (YKÜ/Medya Sorumlusu), İlhan Baba (YKÜ/Sayman), Seda Şanlıer (YKÜ/İsveç Temsilcisi), Fikret Aydemir (YKÜ/Belçika Temsilcisi), Temel Işık (YKÜ), Birgül Göker Perdisa (YKÜ/İtalya Temsilcisi) ve Arda Eşberk (YKÜ/Berlin Temsilcisi)

Başkan Aksu’dan Birlik Mesajı

Genel kurulun ardından güven tazeleyerek tekrar başkan seçilen Recai Aksu, yaptığı teşekkür konuşmasında ATGB’nin bağımsız ve güçlü bir mesleki örgütlenme olduğunu vurguladı.

Başkan Recai Aksu, “Uzlaşmanın birlikte çalışmanın en güzel örneğini verdik. Yönetime seçilen arkadaşlarımızla birlikte sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Hem başta Almanya olmak üzere Avrupa’da hem de Türkiye’de sorunlarımız var. Türkiye doğduğumuz büyüdüğümüz gıdamızı aldığımız ülkemiz. Avrupa’da yaşadığımız ülkelerde de pek çok yazılı ve görsel medyamız, çok sayıda yerel gazetemiz var. Türkiye’de ‘iktidarın sansür Yasası’na rağmen gerçek gazetecilik yapan, kalemlerini satmayan gazeteciler var. Gazeteci arkadaşlarımızla dayanışmayı sürdüreceğiz. Tam demokratik ve laik Türkiye özlemimizi sürdüreceğiz. Başta Almanya olmak üzere Avrupa’daki sorunlarımıza da özellikle ağırlık vereceğiz” dedi.

ATGB Hakkında

23 Şubat 2002 tarihinde kurulan mesleki dayanışma ve fikir alışverişi temelli, medya alanında kültürel ve sosyal etkinlikler üreten ATGB’nin onur üyeleri arasında merhum karikatürist Turhan Selçuk, bilim insanı Prof. Dr. Nermin Abadan Unat, gazeteci-yazar Altan Öymen, bilim insanı Prof. Dr. Faruk Şen, gazeteci-yazar Yüksel Pazarkaya, gazeteci-yazar Doğan Hızlan ve aktivist Ozan Şahturna’nın yer alıyor.

ATGB’nin kuruluşundan bu yana fotoğraf sanatçısı Mehmet Ünal, gazeteciler Gürsel Köksal, Işın Ertürk ATGB’ye emek veren yöneticiler arasında yer alıyor.

ATGB, İrlanda’dan Danimarka’ya, Fransa’dan Almanya’ya, İngiltere’den Avusturya’ya, İtalya’dan Belçika’ya dek fahri üyeleri de dahil olmak üzere çok sayıda üyesiyle çalışmalarına devam ediyor.

ATGB “Açık Radyo’nun yayınının durdurulmasını ve lisansının iptal edilmesini kınıyoruz!”

Bugün Türkiye’de; haksız ve hukuksuz verilen yayın durdurma, idari para ve en son Açık Radyo’ya verilen yayın durdurma kararında görüldüğü gibi halkın haber alma özgürlüğü ihlal ediliyor. Bunun en son örneği Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) kararıyla yayını durdurulan, lisansı iptal edilen Açık Radyo’dur.

RTÜK aldığı bu kararıyla kamu yararını gözetmeden basın ve ifade özgürlüğünü hiçe sayarak Anayasaya aykırı davranmıştır.

Anayasamızın 26. ve 28 Maddesi’nde açıkça “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Basın hürdür, sansür edilemez.” yazıyor.

Otuz yıldır yayın hayatını sürdüren ve RTÜK kararıyla yayını durdurulan ve internet yayın lisansını da kaybeden Açık Radyo’ya verilen bu ceza kabul edilemez.

RTÜK aracılığı ile verilen bu cezalar, yayın durdurmalar ve uygulanan sansür ortada.  İktidarın bu uygulamaları Anayasal güvence altında olan ifade ve basın özgürlüğüne vurulmuş birer darbedir.

RTÜK’ün aldığı bu karar Anayasaya aykırıdır!

RTÜK’ün altığı bu karar basın özgürlüğüne darbedir!

RTÜK halkın haber alma hakkını ihlal ediyor!

RTÜK iktidarın sansür aygıtı gibi çalışıyor!

Gazetecilik suç değildir!

Türkiye’deki gazetecilerin yalnız olmadığını herkesin bilmesini istiyoruz.

Avrupa Türk Gazeteciler Birliği (ATGB) olarak RTÜK’ün Açık Radyo’nun yayınını durdurmasını ve lisansının iptal edilmesini şiddetle kınıyoruz.

Avrupa Türk Gazeteciler Birliği (ATGB) Yönetim Kurulu adına

Başkan Recai Aksu

ATGB: Gazetecilik suç, Murat Ağırel yalnız değildir

Türkiye’de halkı bilgilendirerek güç odaklarını haber ve yazılarıyla rahatsız eden gazetecilere tehdit yağıyor. Son olarak yaptığı haberler nedeniyle Cumhuriyet gazetesi yazarı Murat Ağırel hedef gösterildi ve tehdit edildi.

Gazetecilik değil, gazetecileri hedef göstermek ve tehdit etmek suçtur. Basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü demokratik toplumun temelidir.

Avrupa Türk Gazeteciler Birliği (ATGB)olarak Ağırel’i hedef gösterenleri ve ölümle tehdit edenleri kınıyor, ülkeyi yönetenleri gerekli önlemleri almaya ve acilen adım atmaya çağırıyoruz.
Gazetecilik suç, Ağırel yalnız değildir.

Avrupa Türk Gazeteciler Birliği(ATGB) Yönetim Kurulu adına
Recai Aksu (Başkan)

ATGB: SEDA ŞANLIER YALNIZ DEĞİLDİR

İsveç’te yaşamını sürdüren üyemiz gazeteci Seda Şanlıer Türkiye’ye girerken Sabiha Gökçen havalimanında polis tarafından alıkonuldu. Şanlıer, 2020 yılında Tele 1 kanalında, İsveç’te tedavi edilmediği iddiasıyla özel uçakla Türkiye’ye getirilen Emrullah Gülüşken hakkında yaptığı haber nedeniyle hükümet yanlısı basın ve yandaşlar tarafından yoğun saldırılara uğramıştı.

Şanlıer, 25 Haziran Salı günü Almanya Dortmund havalimanından saat 14:50’den kalkan PC1052 Pegasus Hava Yolları uçağıyla Sabiha Gökçen Havalimanı’na hareket etmiş ve uçak Türkiye saatiyle 19:25’te İstanbul’a inmiştir. Seda Şanlıer, 19:44’te bir yakınına “beni alacaklar galiba” diye yazmış, ardından da yolculardan biri gazeteci arkadaşımızın yakınlarına Şanlıer’in alındığını duyurmuştur.

Bu tür alıkoyma ve gözaltı gibi yöntemlerle yurtdışında yaşayan gazetecilere gözdağı vermeyi ve yıldırmayı amaçlayan korku imparatorluğu iktidarı son olarak arkadaşımız Şanlıer’i hedef almıştır.
Avrupa Türk Gazeteciler Birliği olarak Seda Şanlıer’e yapılanı kınıyor ve yargının bir an önce devreye girerek arkadaşımızın tekrar özgürlüğüne kavuşmasını talep ediyoruz.

Gazetecilik suç değildir. Seda Şanlıer yalnız değildir. Üyemiz Seda Şanlıer’in sonuna kadar yanındayız.

Avrupa Türk Gazeteciler Birliği
Yönetim Kurulu adına
Başkan Recai Aksu