Uğur Mumcu gazeteciliğinin izinden…

Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı öncülüğünde, gazeteci yazar Uğur Mumcu ve aydınlarımız anısına düzenlenen 31. Adalet ve Demokrasi Haftası, 24-31 Ocak 2024 tarihleri arasında gerçekleştirilecek.

Türkiye’de soruşturmacı gazeteciliğin öncüsü Uğur Mumcu, birçok genç gazetecinin fikirlerini şekillendiren ve birçok insanı gazeteciliğe çeken öncü bir gazeteciydi. Ülkemizde birçok kaynaktan haberi doğrulatan, bununla da yetinmeyip bilgi ve belgeye dayalı araştırmacı soruşturmacı bir gazeteciliğin altyapısını kurdu.
Mumcu yaşasaydı bugün birçok karanlık ilişki ve yolsuzluğu ortaya çıkarırdı. Büyük bir olasılıkla da içeriye atarlardı. Mobilya dosyasından rabıtaya, yolsuzluklardan Abdi İpekçi cinayeti ve Papa suikastine, Suudi sermayesinden terör ilişkilerine varıncaya kadar birçok konuyu aydınlatan Mumcu’nun davası ne yazık ki aydınlatılamadı.
Uğur Mumcu, güç odaklarına karşı doğrudan ve gerçekten yana olmayı en başa yazdı ve öyle de yaşadı. 31 yıl önce onu susturduğunu sananlar yanılıyorlar. Onun izinden giden meslektaşları eliyle, o hala gerçekleri yazmaya devam ediyor.
Biz Avrupa Türk Gazeteciler Birliği (ATGB) olarak “Gerektiğinde hükümetlere ve güç odaklarına karşı savaşmayı göze alan insan, gazetecidir” diyen Uğur Mumcu’nun izinden gittiğimizi bildiriyor, basın tarihimizin onurlu kalemi Mumcu’yu katledilişinin 31. Yıldönümünde sevgi, saygı ve özlemle anıyoruz. “Aydın olmanın bedelinin canla ödenmediği, pırıl pırıl, saydam, demokratik ve tam bağımsız bir Türkiye” için yılmadan mücadele edeceğimize söz veriyoruz.
Uğur Mumcu katliamı bir an önce aydınlatılmalı ve sorumlulardan hesap sorulmalıdır.

Avrupa Türk Gazeteciler Birliği
Yönetim Kurulu adına
Başkan Recai Aksu

ATGB Semineri: “Salgında gazetecilere hastalıktan korunma ve hijyen tedbirleri”

Avrupa Türk Gazeteciler Birliği (ATGB) üyelerine özel, dijital seminer sundu. 

Moderasyonunu ATGB Belçika Temsilcisi ve yönetim kurulu üyesi Fikret Aydemir’in üstlendiği semineri ATGB üyesi Ali Sönmez verdi. Toplantı dijital ortamda Zoom üzerinden gerçekleşti.

Berlin’de yaşamını sürdüren Ali Sönmez ilkyardım eğitmeni, hijyen ve beslenme uzmanı, kıdemli spor öğretmeni. 2B fabrikasında eğitim ve öğretim görevlisi olarak çalışıyor ve hemşire yetiştiriyor.

YENİ POSTA – BERLİN

FOTO: Towfiqu barbhuiya / unsplash.com

İMAMOĞLU VE YAVAŞ’A SIKI MARKAJ MI GELİYOR?

Siyaset ve sosyal bilimci Dr. Yaşar Aydın Stuttgart kentinde katıldığı bir toplantıda Türkiye’deki seçim sonrası yaşanan sürecin çok yorucu olmasına rağmen bir kaos ile sonuçlanacağına inanmadığını söyledi.
Hamburg Protestan Sosyal Bilimler Yüksek Okulu Öğretim Görevlisi Dr. Yaşar Aydın konuşmasında “Erdoğan fanatik bir siyasetçi değil ve son derece zeki. Sonuçları kabul edecek. Ancak iki büyükşehir belediyesi de hem hükümetin hem de basının sıkı denetimi altında olacaktır” dedi.

ATGB (Avrupa Türk Gazeteciler Birliği) ile ÇYDD Baden Württemberg (Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Baden-Württemberg) işbirliğince Paul-Gerhardt-Gemeinde salonlarında düzenlenen “Türkiye AB İlişkilerinde Son Durum – Medyanın İlişkilerdeki Rolü” başlıklı toplantının konuğu olan Dr. Aydın Türkiye’deki yerel seçimleri, Avrupa’ya yansımalarını ve Türkiye ve AB ilişkilerini Türk ve Alman konuklar için değerlendirdi.

ATGB İkinci Başkanı Attila Azrak’ın moderasyonunu üstlendiği ve konuşmacıların soru yağmuruna tuttuğu Dr. Yaşar Aydın’ın anlattıklarından öne çıkan başlıklar şöyle:

“Türkiye’de güçler ayrılığı kalktı, yönetimde sistem değişikliğine gidildi. Tüm baskılara ve korku atmosferine rağmen 31 Mart seçimlerinde halk demokrasi talebini sandıkta ortaya koydu.

“AVRUPA’NIN İLGİSİ DÜŞÜK OLDU”

Türkiye’deki seçimlere Avrupa’nın ilgisi ise ne yazık ki düşük oldu. Bunda ‘Nasıl olsa bir şey değişmez’ yönündeki bakış açısı etkili oldu sanırım. Alman medyasının ise Türkiye’deki yerel seçimlere yönelik yaptığı habercilik çok dar kaynaklardan okura aktarıldı. Alman medyası Türk halkının nabzını tutan habercilik yapamadı.

“AKP GÜCÜNÜ AB İLE PAYLAŞMAK İSTEMEZ”

31 Mart seçimleri Türkiye’de hâlâ güçlü, aktif ve cesur bir kesim olduğunu Avrupalılara da göstermiş oldu. Öte yandan üyelik müzakereleri askıya alınmış olan ve bazı Avrupalı politikacılar tarafından iplerin tamamen koparılması istenen Türkiye’ye de şöyle bir dönüp bakalım. Birincisi, Türkiye artık eskisi gibi değil. Dünyada söz sahibi olmayı talep eden bir duruşu var. Büyük güçlerin siyasetini etkileyebilen, zaman zaman da onlara rağmen kararlar alıp uygulayabilen orta kuvvetteki bir ülke konumunda. Amerika’nın egemenliğinin zayıfladığı ve Türkiye ile baş edemediği dönemlere örnek gösterirsek biri 70’li yıllarda Kıbrıs Harekâtı, diğeri ise 2016 ve 2018’de Suriye’ye girilmesi. Ayrıca AKP iktidarı AB’nin buyruklarına ve kararlarına boyun eğmeyeceği bir noktada. AB üyeliği içerde AKP’nin gücünü azaltacaktır ki, bunu Erdoğan istemez. Söz sahibi olmak ister.

“TÜRKİYE RUSYA YAKINLAŞMASI BİR TAKTİK”

Avrupa Birliği’ni ben bir barış projesi olarak görüyorum. Eskiden birbirine düşman olan Almanya ve Fransa bugün Avrupa Parlamentosu’nda birlikte karar veriyor. Türkiye’nin ise NATO’dan çıkmayacağı düşüncesindeyim. Türkiye’nin Rusya ile yakınlaşması bir taktik. NATO’dan çıkan bir Türkiye Rusya için cazip olmayacaktır. Oyuncağı haline gelecektir ve Türkiye bunu çok iyi biliyor.

“SÜREÇTE TÜRKİYE KENDİ DURUMUNU ZORA SOKTU”

AB, Türkiye ile ilişkileri dondurabilir ancak ilişki toptan koparılmamalı. Avrupa’nın 1963 yılından bu yana Türkiye’yi kapının önünde oyaladığı iddialarını dillendirirken şu noktaları da es geçmemek gerekiyor. Türkiye’de o tarihten bu yana tam iki buçuk askeri darbe oldu. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit AET’yi istemediğini açıkladı. Bu arada basın ve ifade özgürlüğü ihlalleri, insan haklarına saldırılar ve demokrasiye vurulan darbe de Türkiye’nin AB karşısında zayıflamasına yol açtı. İmtiyazlı ortaklık ise çok gereksiz bir adım olacaktır. Türkiye zaten Gümrük Birliği’nde. Ayrıca Türkiye bugüne kadar Almanya’nın avantajlı olduğu asimetrik bir ilişki içindeydi. Bugün ise mülteci anlaşması ile elini güçlendirdi.

MUHALEFETİ DE ELEŞTİRDİ

Açıkçası muhalefete de eleştiride bulunmak gerekiyor. CHP referandumda kendi seçmenini bloke eden bir davranış içine girdi. HDP ise yıllar önce çok önemli taktiksel bir hata yaptı. HDP’nin o dönemdeki lideri Selahattin Demirtaş seçimlerde “Sizin asla başkan olmanıza izin vermeyeceğiz” dedi.

“SONUÇLARI KABUL ETMEZSE…”

Bakın hâlâ Avrupa Konseyi gözlemcilerini geri çekmedi. AKP şu anda taktiksel davranıyor ve zaman kazanmak istiyor. Erdoğan seçim sonuçlarını kabul etmezse ekonomide çok ciddi bir sarsıntı da meydana gelebilir. Erdoğan’ın fanatik bir siyasetçi olmadığına inanıyorum. Ama gücü elinde bulundurmayı seviyor. Bununla birlikte zeki bir politikacı olduğunu düşünüyorum ve sonuçları kabul edeceğini tahmin ediyorum. Seçim sonrası Türkiye’de yaşanan süreç çok yorucu ve Avrupa’dan da endişe ile izleniyor. Hukuki açıdan uygun olabilir ama politik açıdan ne yazık ki kesinlikle doğru değil. Zaman kazanmak istiyorlar ve uzun yıllardan bu yana ellerinde tutukları güce ortak istemiyorlar. Ancak yine de sonuçları kabul edecekler. Bir kaos yaşanacağına ise inanmıyorum. Diğer taraftan medyayı kontrolü altında tutan Erdoğan’ın Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’a da başkanlığına sıkı markaj uygulayacağını söylemek çok da yanlış olmayacaktır. Türkiye bu kutuplaşmadan bir an önce kurtulmalı. CHP ise rövanş alma hatasına düşmemeli. AKP 2008 sonrası rövanş almaya kalkarak büyük hata yaptı.”

HALKWEB – STUTTGART

ATGB’nin ‘Türkçe varsa, Türkçe medya da var’ kampanyası kapsamındaki sempozyum hazırlıklarına start verdik

Avrupa Türk Gazeteciler Birliği’nin (ATGB) “Türkçe varsa, Türkçe medya da var” kampanyası kapsamında 2019’un Mart ayında düzenlemeyi hedeflediğimiz sempozyumun hazırlıklarına başladık.

ATGB ekibinin yanı sıra sivil toplum örgütlerinin temsilcilerin de önerileri ile katıldığı planlama buluşması Frankfurt kentinde yaklaşık gerçekleşti.

Avrupa’daki Türkçe medyayı Frankfurt’ta iki gün boyunca siyaset, medya, sanat, kültür ve bilim dünyasından isimler mercek altına alacak.

 

Sen de gel!

Sevgili Üyelerimiz,

Sevgili ATGB Dostları

“Avrupa’daki Türkçe medya” sempozyumu / haftası hazırlıkları başladı.

Avrupa’da ilk kez basılan ve dağıtılan Türkçe gazete Akşam gazetesi oldu.
Akşam gazetesi, Altan Öymen yönetiminde 3 Şubat 1969 tarihinde Hannover’de yayın hayatına başladı

Avrupa Türk Gazeteciler Birliği (ATGB) olarak önümüzdeki sonbahar döneminde düzenlemek istediğimiz  sempozyumunun planlanması için Frankfurt’ta 1 Temmuz 2018 Pazar günü toplanıyoruz.

ATGB yönetim kurulunun yanı sıra öneri ve saptamaları ile planlamaya katkıda bulunacak üyelerimizi ve arkadaşlarımızı da bu buluşmada yanımızda görmek istiyoruz.

Toplantıya medyanın yanı sıra kültür sanat, siyaset dünyasından ve stk’lardan da dostlar davetlidir.

Buluşma Yeri
gang&gäbe am Main
Walther-von-Cronberg-Platz 1
60594 Frankfurt am Main – Sachsenhausen
Walther-von-Cronberg-Platz
Telefon: +49 69 5800 505 17

Buluşma Tarihi
1 Temmuz 2018 Pazar

Buluşma Saati
13.00’den itibaren

 

Türkiye’deki gazetecilerle dayanışma toplantısı

Almanya’nın Heidelberg kentinde düzenlenen bir toplantıda Türkiye’deki medya özgürlüğüne yönelik ağır saldırılar masaya yatırıldı, dünyanın en büyük cezaevin dönüşen Türkiye’deki gazetecilerle dayanışmanın yolları konuşuldu.

Heidelberg İnterkültürel Merkezi salonlarındaki toplantıya Birlik’90 / Yeşiller partili siyasetçi Memet Kılıç ve Avrupa Türk Gazeteciler Birliği (ATGB) yönetim kurulu üyesi Kemal Çalık konuşmacı olarak katıldı.

Alman Gazeteciler Birliği (DJU) Baden Württemberg Teşkilatı’nın düzenlediği dayanışma toplantısını Arndt Knödel yönetti.

Ayrıntılı bilgi için tıklayın:

https://medien-kunst-industrie-bawue.verdi.de/themen/nachrichten/++co++ec351e86-2052-11e8-8a9f-525400423e78

 

 

Türkiye’deki basın özgürlüğü saldırılarına Berlin’de büyüteç

Basın ve ifade özgürlüğüne yönelik saldırıları ve Türkiye’deki gazetecilerle Almanya’daki meslektaşlarının dayanışma yollarını Berlin’deki Medya Galerisi’nde Reporter Ohne Grenzen (Sınırsız Gazeteciler) örgütünden Christian Mihr, yazar Ömer Erzeren, hukukçu ve dava gözlemcisi Antonia von der Behrens, Alman Gazeteciler Birliği federal düzeydeki yönetim kurulu üyesi ve Eyalet Teşkilatı Başkanı Renate Gensch, Elisabeth Kimmerle, taz gazete proje sorumlusu Ali Çelikkan ve  Avrupa Türk Gazeteciler Birliği (ATGB) yönetim kurulundan Kemal Çalık masaya yatırdı.

Ayrıntılı bilgi için tıklayın:

Türkei: Pressefreiheit langfristig ausgehöhlt

 

 

ATGB “Türkçe medya” panellerine start veriyor

Avrupa Türk Gazeteciler Birliği’nin (ATGB) “Türkçe varsa, Türkçe medya da var“ başlıklı kampanyasına Stuttgart’ta start veriliyor.

“Avrupa’da Türkçe medyaya ne gerek var!“ adını taşıyan ATGB paneli 4 Şubat 2018 Pazar günü Filderstadt Alevi Kültür Merkezi – Cemevi evsahipliğinde düzenleniyor.

Toplantıya konuşmacı olarak ATGB Yönetim Kurulu Üyesi – Halal Welt Genel Yayın Yönetmeni Kemal Çalık, Evrensel ve Yeni Hayat gazeteleri Almanya Muhabiri Ali Çarman,  ATGB Kurucu Üyesi – Sol Haber Yazarı/ hafta.eu Yayın Yönetmeni Osman Çutsay, ATGB Üyesi ve Yeni Posta Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Bozdurgut, ATGB Yönetim Kurulu Üyesi Ufuk Bostan, verdi Baden Württemberg Teşkilatı Basın Senddikası Gönüllü Yönetim Kurulu Üyesi ve Alınteri Muhabiri Ayşe Eğilmez, ATGB Kurucu Üyesi ve Universal Media Consulting Sahibi, Serbest Gazeteci İrfan Ergi katılıyor.

atgb-stuttgart-paneli_web

Moderasyonunu ATGB Başkanı Işın Toymaz’ın üstlendiği ve Filderstadt AKM’nin geleneksel kahvaltı sohbetleri kapsamındaki toplantı 11- 15 saatleri arasında Justus Liebig Strasse 3 70194 Filderstadt adresindeki merkezde gerçekleştirilecek.

Söz konusu kampanya çerçevesinde ATGB temsilcilerinin moderasyonunda Stuttgart, Berlin, Frankfurt, Köln, Hamburg, Ulm, Münih, Brüksel, Paris, Londra, Amsterdam, Kopenhag, Viyana gibi her seferinde farklı bir kentte olmak üzere, ATGB Avrupa panellerine de start veriyor.
Panelin konukları arasında gazetecilerin yanı sıra Avrupa’daki stk temsilcileri, dilbilimciler ve siyasetçiler de yer alacak.

Stuttgart – atgb-press.eu