“Durum çok vahim, ama çok şey yapılabilir”

Dünyadaki tüm tutuklu gazetecilerin yarısına yakın bir bölümünün yer aldığı Türkiye’deki son siyasal gelişmelerin demokrasi, insan hakları, basın ve düşünce özgürlüğü gibi konularda derin bir endişe yarattığı, bu gidişin bir iç savaşa da açılabileceği kaydedildi.

Türkiye’deki tutuklu gazeteciler konusunda Ver.di Sendikası Medya Bölümü, Alman Gazeteciler Birliği (DJV) ve Avrupa Türk Gazeteciler Biriliği (ATGB) tarafından Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ile işbirliği çerçevesinde düzenlenen Almanya toplantıları dizisinin Frankfurt durağında, Türkiye’de sadece medyanın değil, insanlığın da ağır bir krizden geçtiği hatırlatıldı. Ver.di Sendikası Medya Bölümü Hessen Eyaleti Yöneticisi Manfred Moos ile aynı bölümden Anja Willmann’ın sunumunda gerçekleştirilen toplantıda, aylardır Türkiye’de tutuklu bulunan Alman-Türk gazeteci Deniz Yücel’in kız kardeşi İlkay Yücel, TGS Genel Örgütlenme Sekreteri ve  Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Kuleli ve ATGB yöneticisi Kemal Çalık çeşitli açıklamalarda bulundu. Kuleli’nin çevirmeni olarak toplantıya katılan ATGB kurucu üyesi gazeteci İrfan Ergi de ek yorumlarıyla tartışmalarda yer aldı.

mustafa-kuleli_02
TGS Genel Örgütlenme Sekreteri ve Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Kuleli

Giriş konuşmasını üstlenen Manfred Moos, iki ülke gazetecileri arasındaki ilişkilerin yoğunlaştırılmasından yana görüş belirtirken, Ver.di’nin desteğiyle hazırlanan ve Silivri Cezaevi’ne gönderilen dayanışma kartpostallarının sahiplerine verilmediğini, bunların büyük bölümünün cezaevinden geri gönderildiğini hatırlattı. Moos, “Posta anlaşılan Türkiye’de, bizdekinden daha iyi çalışıyor” diye konuştu.

TÜRK MEDYASI TASFİYE EDİLDİ Mİ?

TGS adına katıldığı toplantıda geniş bilgiler veren Mustafa Kuleli, Türkiye’de medyaya yönelik yasakları örneklerle aktardı ve seçim yılında Alman siyaseti üzerinde bunlara karşı ek bir baskı yaratılması için çağrıda bulundu. Genç gazeteci, AKP iktidarının yurtdışındaki her tepkiyi kendi lehine kullanma becerisi gösterebildiğine dikkat çekti. Mustafa Kuleli ilgiyle izlenen açıklamalarında seçim yılında bulunan Federal Almanya’da, Ankara’daki baskılara karşı bazı olanaklar yattığına da işaret etti.  Almanya’nın, Türkiye’ye silah satışını sürdürdüğü, mülteci sorununu da Ankara’nı sırtından halletme yoluna girdiğini belirten Kuleli, izleyicilere “Sizler Berlin’in Deniz Yücel konusunda ciddi bir efor sarf ettiğini düşünüyor musunuz?” sorusunu yöneltti. Siyaset sınıfı üzerindeki baskılar kadar, Türkiye’deki yasaklara karşı bir kamuoyu yaratılmasının da önemli olduğunun altını çizen Kuleli, örnekler vererek, tüm bu karamsar tabloya rağmen yapılacak çok iş bulunduğunu ileri sürdü.

_ome7664

Ver.di’nin medya bölümü uzmanlarından Anja Willmann da Kuleli’ye basının Türkiye’de tamamen tasfiye edildiğinin söylenip söylenemeyeceğini sordu. Kuleli, yanıtında, medyanın yüzde 5’lik bir bölümünün direndiğini, 3-4 gazete ve 1-2 televizyon kanalı ile bazı internet siteleri dışında bu sektörün tamamen esir alındığını söyledi. Ana akım medyanın ise tamamen hizaya girdiğini, burada artık araştırmacı bir haberciliğin söz konusu olmadığını kaydeden TGS yöneticisi, Almanya’da yurttaş girişimleriyle Türkçe veya Kürtçe bağımsız haber siteleri kurulmasının çok önemli olduğunu hatırlattı. Kuleli, artık otosansürün falan değil, ölüm ve işkence korkusunun Türk medyasına egemen olduğunu, iyi bir gazetecinin hapishaneyi bir tür “master çalışması” gibi görüp sineye çektiğini, sektörde ise ağır bir işsizlik yaşandığını bildirdi. Kuleli, yapılacak işler arasında ekonomik yardımlaşmanın çok önemli bir yer tuttuğunu da kaydetti.

“DENİZ TECRİT EDİLİYOR, YALNIZ”

İlkay Yücel, ağabeyi Deniz Yücel ile ilgili açıklamalarıyla ilgi topladı. “Deniz yalnızlaştırılmış durumda, ama güçlüdür, günleri okuyup yazarak geçiyor. Dünyadaki tutuklu gazetecilerin yarısına yakınının Türkiye’de olması insanı utandıran bir şey, inanılır gibi değil. Ama gerçek bu. Deniz’in dış dünya ile bağlantısını, ortada bir yasak olmamasına rağmen koparmış görünüyorlar” diyen Yücel, Türkiye’nin gerçekten karanlık bir dönemden geçtiğini söyledi. 

ATGB yöneticisi Kemal Çalık da konuşmasında Türkiye’de inanılmaz şeyler yaşandığını örnekler vererek yorumladı.

“Aslında akıl almaz olaylar nedeniyle Türkiye bir haber cenneti. Yaşananlara bakınca, birçok insanın tepkisiz kalması da anlaşılır gibi değil” diyen Çalık, işsiz gazetecilerle ekonomik dayanışma için yeni yollar bulunması gerektiğini belirtti.

Çalık, Alman siyasetine baskı yapılmasının ve Alman kamuoyunun Türkiye’deki baskılar konusunda uyarılmasının önemine de dikkat çektiği konuşmasında “Tutuklu gazetecilerle dayanışma çerçevesinde mağdur olan ailelerine yönelik bir yardım fonu oluşturulabilir örneğin. Aynı zamanda Alman Hükümeti’ne de baskı yapmak üzere Alman medyasının önde gelen gazetelerinin temsilcileri ile ATGB temsilcilerinden oluşan bir heyet Başbakan Angela Merkel’le görüşmelidir. Alman Hükümeti, Erdoğan’dan basın özgürlüğü konusunda ciddi şekilde talepte bulunmalı ve tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasını istemelidir” dedi.

_ome7650

Anja Willmann’ın “Beklentileriniz neler?” sorusunu yanıtlayan Mustafa Kuleli, şunları söyledi:

“Almanya gibi Avrupa ülkelerinden bizdeki gazeteci duruşmalarına katılacak heyetlerin gönderilmesi iyi olur. Burada bir kamuoyu yaratılmalı ve seçimler çerçevesinde siyasetçiler üzerinde de bir baskı kurulmalı. En önemlisi de burada yeni haber siteleri kurmaktır. Ancak bu sitelerin veya kanalların, Alman devletinin veya bazı kurumlarla sivil toplum kuruluşlarının mali desteğiyle değil, okurların mali desteğiyle kurulmasına biz çok önem veriyoruz.”

Toplantıda katılımcılara çok sayıda soru da yönetildi ve derinlikli bir tartışma yaşandığı gözlendi.

Frankfurt – Ömer Yaprakkıran

MUSTAFA KULELİ ALMANYA’YA GELİYOR

Alman Gazeteciler Birliği (DJU), 3 Mayıs Uluslararası  Basın Özgürlüğü Günü dolayısyla, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Örgütlenme Sekreteri Mustafa Kuleli’yi bir dizi tartışma toplantısına konuşmacı olarak davet etti.

Stuttgart, Frankfurt, Braunschweig, Hamburg ve Berlin kentlerinde çeşitli panel ve konferanslara katılacak olan Kuleli’ye, Stuttgart ve Frankfurt duraklarında ise Avrupa Türk Gazeteciler Birliği (ATGB)  de eşlik edecek.

Türkiye’deki tutuklu gazetecilerle dayanışma kampanyaları kapsamında ATGB’nin Baden Württemberg ve Hessen eyaletlerinde DJU ile ortaklaşa gerçekleştirdiği etkinliklerden biri olan 4 Mayıs 2017 Perşembe akşamı Stuttgart kentindeki toplantı Theodor Heuss Str. 2 adresinde yer alan  ver.di sendikasının binasında gerçekleşecek.

Saat 19’da başlayacak panele Mustafa Kuleli’nin yanı sıra ATGB II. Başkanı Attila Azrak, ver.di Eyalet Teşkilatı Başkanı Martin Gross, Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EJF) Yönetim Kurulu Üyesi Joachim Kreibic, Alman Gazeteciler Federasyonu (DJV) Eyalet Teşkilatı Başkanı Dagmar Lange de konuşmacı olarak katılacak.

Ertesi gün 5 Mayıs 2017 Cuma akşamı ise TGS Genel Örgütlenme Sekreteri Kuleli yine ATGB ve DJU’nun ortaklaşa düzenlediği bir diğer panele Frankfurt kentinde katılacak.  Wilhelm Leuschner Str. 69-77 adresindeki Alman Sendikalar Birliği (DGB) sendika binasında saat 18.30’da başlayacak toplantıya konuşmacı olarak Mustafa Kuleli’nin yanı sıra ATGB Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Çalık ve Türkiye’de tutukluluğu devam eden Welt gazetesi Türkiye temsilcisi Deniz Yücel’in siyaset bilimci kız kardeşi İlkay Yücel de katılacak.

Daha sonra 6 Mayıs’ta Braunschweig’da, 8 Mayıs’ta Hamburg’da ve 9 Mayıs’ta Berlin’de “Gazetecilik Suç Değildir” sloganı altında gerçekleştirilecek buluşmalarda Kuleli, Türkiye’deki basın özgürlüğü ihlalleri, Türk gazetecilerin çalışma koşulları ve Almanya’daki meslekdaşları ile dayanışma ve internette işbirliği koşullarından söz edecek.

Birleşik Hizmetliler Sendikası ver.di bünyesindeki DJU’nun Genel Başkanı Cornelia Hass da konuya ilişkin bir açıklama yaptı. Hass yaptığı açıklamada “Türkiye’de 150’den fazla gazeteci tutuklu. Suçları ne? Gazetecilik! Onları ne bekliyor? Kara bir tablo! Biz Mustafa Kuleli’yi  Almanya gezisi boyunca sadece Türkiye’deki durumu anlatması için davet etmedik. Aynı zamanda Türkiye’deki meslektaşlarımızı destekleme yolları ve ülkedeki basın özgürlüğnün kuvvetlendirilmesi  konusunda da konuşmak istiyoruz. Bu çerçevede Mustafa Kuleli’nin davetimizi kabul ederek Almanya’ya gelmesinden mutluluk duyuyoruz” dedi.

Başkanlık sistemini dayatan 16 Nisan’daki Anayasa Değişikliği Referandumu sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, OHAL’i 3 ay daha uzattı. Bu durumda tutuklu gazeteciler, mahkemeye çıkarılmadan  5 yıla kadar cezaevinde tutulabilir.

Tutuklu gazetecilerle gösterdiği dayanışma ve basın özgürlüğü mücadelesindeki cesur duruşu dolayısısyla TGS’ye geçtiğimiz ocak ayında Willy Brandt Ödülü layık görülmüştü.

Diğer taraftan 3 Mayıs Uluslararası Basın Özgürlüğü Günü nedeniyle Türkiye’deki tutuklu gazetecilerle dayanışma amacıyla Uluslararası Af Örgütü (ai) ve Sınırsız Gazeteciler yarın Berlin Büyükelçiliği önünde saat 12.30’da bir protesto eylemi düzenliyor. Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Markus Beeko ve Sınırsız Gazeteciler Genel Başkanı Christian Mihr gösteride Türkiye’de basın özgürlüğü ve tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması için birer konuşma yapacak.

Saat 17’de ise Brandenburger Tor kapısında freedeniz girişimi, ai ve Sınırsız Gazeteciler tarafından ortaklaşan düzenlenen bir konser verilecek.

Konserde Antilopen Gang, Sultan Tunç, Jasmin Tabatabai, The Notwist, Sookee, Die Sterne, Christine Rösinger, Die Liga der gewöhnlichen Gentlemen, Andreas Dorau, Peter Licht, Mikail Aslan gibi sanatçılar ve gruplar sahne alacak.

Akşam saat 20.30’da Meksika’da basın özgürlüğü konusunda Gorki Tiyatrosu’nda bir toplantı düzenleniyor.

Ayrıca Nürnberg Basın Kulübü’nün yarın akşam saat 19’daki panelinin konuğu ise  “60 Pages” yayıncısı Murat Suner. Toplantı am Gewerbemuseumsplatz 2 adresindeki  Nürnberger Akademie’de gerçekleşecek.

Stuttgart – Işın Toymaz

Foto: Martha Richards

Tutuklu gazetecilere 250 kartpostal yazdılar

Avrupa Türk Gazeteciler Birliği’nin (ATGB) Türkiye’deki tutuklu gazetecilerle dayanışmak amacıyla sürdürdüğü eylemler devam ediyor.

Hessen Eyaleti’nde Alman Gazeteciler Birliği DJU ile gerçekleşen eylemin ardından ATGB bu kez de Baden Württemberg Eyaleti’nde Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü ve tutuklu gazetecilerle dayanışma adına kampanyaya start verdi.

ATGB, Birleşik Hizmetliler Sendikası (ver.di) bünyesindeki Alman Gazeteciler Birliği (DJU) ve eyaletteki bir diğer Alman gazeteci örgütü olan DJV ile ortaklaşa olmak üzere bugün Stuttgart kentinde kartpostal eylemi düzenlendi.

Şehrin en işlek alış veriş sokaklarından Königstrasse’de tam 3 saat süren eylemde yoldan geçenler tarafından cezaevindeki gazetecilere gönderilmek üzere toplam 250 kartpostal dolduruldu.

“SİZİ SEVİYORUZ”

Kartpostallara yazılan cümleler arasında “Sizi seviyoruz – Sizinle gurur duyuyoruz – Yanınızdayız – Almanya’dan binlerce selam – Türkiye’yi Seviyoruz” gibi ifadeler de dikkat çekti. Kartlara kimisi sadece kalp çizdi kimi de güvercin resmi yaptı.

WOLFGANG SCHORLAU DA EYLEME DESTEK VERDİ

Türkçe ve Almanca olmak üzere “Gazetecilik Suç Değildir” sloganı altında dağıtılan kartpostalları dolduranlar arasında NSU cinayetlerine farklı bir pencereden bakan “Die Schützende Hand” (Koruyucu El – Dengler’in 8. Olayı) adlı Almanya’nın çok ses getiren polisiye romanın yazarı Wolfgang Schorlau da yer aldı. Schorlau Alman Polisiye Roman Ödülü ve Stuttgart Polisiye Roman Ödülü’nün de sahibi.

CHP’DEN GENİŞ DESTEK
Eyleme gazetecilerin yanı sıra Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Baden Württemberg ekibi de geniş destek verdi.
CHP BW Birlik Başkan Yardımcısı ve Stuttgart Temsilcisi Şirin Üstün, CHP BW Kadın Kolları II. Başkanı Emine Kaya, Esslingen Çalışma Grubu’ndan Reyzan Şemin, Havva Işık, Stuttgart Çalışma Grubundan Nuray Bozkurt, Dilek Köz Alakuş, Böblingen İlçe Başkanı Mehmet Ali Özcan, Calw İlçe Başkanı Selahattin Karslı da eylemciler arasında yer aldı.

“MEDYA ÖZGÜRLÜĞÜ, MEMLEKETİMİN ÖZGÜRLÜĞÜ DEMEK”

Hem kartpostal dağıtan hem de yoldan geçenlerle birlikte kartları da dolduran Şirin Üstün, CHP’nin desteğini ise “Haksızlığın, insan hakları ve demokrasi ihlallerinin olduğu yerde, vargücümüzle adaletsizliğe karşı çıkmak üzere Almanya’da da saf tutmaya karralıyız. Medyanın özgürlüğü demek, ifade özgürlüğü demek memleketimin, insanımın özgürlüğü demek. Türk ve Alman gazetecileri bu soylu eylemlerinden dolayı destekliyor, dayanışma içinde olacağımızı bildirmek istiyorum” dedi.

Emine Kaya da, Türkiye’de Referandum sonrası ‘hayır’ çıktığında rüzgarın basın ve ifade özgürlüğünden yana esmesini umduklarını dile getirdi.

Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu (Didf) Yönetim Kurulu Üyesi Ali Çarman’ın da hazır bulunduğu stantta Avrupa Türk Gazeteciler Birliği (ATGB) Başkanı Işın Toymaz, ver.di Baden Württemberg Teşkilatı Medya, Sanat ve Sanayi Bölüm Başkanı Siegfried Heim da kartpostalları eylemcilerle birlikte dağıttı.

“ ‘KIRAL ÇIPLAK’ DİYEN HERKES KENDİSİNİ DÖRT DUVAR ARASINDA BULUR HALE GELDİ”

“Gazetecilik Suç Değildir” ve “Güçlü Basın, Güçlü Demokrasi” pankartlarının açıldığı eyleme gösterilen büyük ilgiden mutluluk duyduklarını getiren ATGB Başkanı Toymaz, “Türkiye’de ‘kıral çıplak’ diyen kim varsa günümüzde kendisini dört duvar arasında bulur hale geldi. Muhalif sese uygulanan baskıdan ise en çok gazeteciler etkileniyor. Özellikle 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türkiye’deki meslektaşlarımıza yönelik cadı avını büyük bir kaygı ile izliyoruz. Muhalif medyaya yönelik baskı sonucu işsiz gazeteciler ordusu oluştu. Çok sayıda meslektaşımızın basın kartları hatta pasaportları iptal edildi. 200’e yakın medya organı kapatıldı. Yaklaşık 150 tutuklu gazeteci ile Türkiye basın ve ifade özgürlüğü alanında utanç tablosu çiziyor. Türkiye’de muhalif medyaya yönelik baskı ve saldırılara karşı bugüne dek ATGB olarak her fırsatta ve her yerde, bağımsız ve özgür basın için taleplerimizi dile getirdik. Basın, ifade ve düşünce özgürlüğünün ayaklar altına alındığı ülkemizde demokrasi ve özgürlük yeniden tesis edilene dek mücadelemize devam edeceğiz. Tutuklu gazeteciler arasında ATGB kurucu üyelerinden Güray Öz de yer alıyor. Kartpostal eylemiyle Türkiye’deki cezaevlerindeki meslektaşlarımızın yalnız olmadığını, onlarla dayanışmaya devam edeceğimizi mesajını verdik. Eyleme Stuttgart’ta devam edeceğiz. DJU ve DJV’ye ise Türkiye’deki özgür basın için verdiğimiz mücadelemize desteklerinden dolayı ise teşekkür ediyoruz” dedi.

EYLEME TÜRKLER KADAR ALMANLARDAN DA BÜYÜK İLGİ

Stuttgart Ana Tren Garı yakınlarındaki tiyatro pasajı önünde gerçekleşen eylemle ilgili konuşan ver.di Baden Württemberg Teşkilatı Medya, Sanat ve Sanayi Bölüm Başkanı Siegfried Heim ise “Kartpostal eylemine gösterilen yoğun ilgi bizi çok sevindirdi. Yoldan geçenler Türkiye’deki basın ve ifade özgürlüğü ile ilgili eylem yaptığımızı görünce hiç düşünmeden gelip, kartları doldurdular. Eyleme Türklerden olduğu kadar Alman halkından da büyük destek gördük. Devamı gelecek” dedi.

Kartpostal eylemi, dju/ver.di ve DJV Baden Württemberg adlı Alman basın örgütlerinin Türkiye’deki tutuklu gazetecilerle dayanışmasına ilişkin üçüncü eylemi oldu.
Daha önce de Aralık ayında Özgür Politika ve Alınteri gazeteleri ile basın ve ifade özgürlüğü için Stuttgart kentinde bir gösteri düzenleyen DJU ve DJV, Şubat ayından bu yana ise Baden württemberg Eyaleti’nden Türkiye’deki tutuklu gazetecilere mektup kampanyasını da sürdürüyor. Her iki gazete kartpostal eyleminde de destek veriyor.

MUSTAFA KULELİ MAYIS’TA ALMANYA’DA

Türkiye’deki yaklaşık 150 tutuklu gazeteciye gönderilmek üzere hazırlanan ve ATGB Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Yaprakkıran’ın tasarımının yer aldığı kartpostallar, Çarşamba günü kampanya aracılığıyla, cezaevindeki gazetecilere iletilecek.
Kartpostal ver.di sendikasının internet sitesinde PDF dosyası olarak da yer alıyor.
Eylemler çerçevesinde ’ta bir konuşma yapacak.

Stuttgart – Yeni Posta

 

eylem-heim-toymaz eylem-toymaz-schorlau eylem eylem1 eylem2 eylem3 eylem5 eylem6 eylem7 eylem8 eylem9 eylem10 eylem11 eylem12 eylem14 eylem15 eylem16 eylem17 eylem18 wolfgan-schorlau eylem13

 

Tutuklu gazetecilerle dayanışmaya devam

Parlamenter demokrasinin yerle bir edildiği, ağır insan hakları ihlalleriyle gündemden düşmeyen Türkiye’deki tutuklu gazetecilerle dayanışmak amacıyla Almanya’nın çeşitli eyaletlerinde eylemlere ve kampanyalara devam ediliyor.

Hessen Eyaleti’nde Alman Gazeteciler Birliği DJU ile gerçekleştirdiği eyleminin ardından Avrupa Türk Gazeteciler Birliği (ATGB) bu kez de Baden Württemberg Eyaleti’nde Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü ve tutuklu gazetecilerle dayanışma adına kampanyaya start verdi.

ATGB, Birleşik Hizmetliler Sendikası (ver.di) bünyesindeki Alman Gazeteciler Birliği (DJU) ve bir diğer Alman gazeteci örgütü olan DJV’nin Baden Württemberg teşkilatı ile ortaklaşa olmak üzere 13 Nisan Perşembe günü Stuttgart kentinde kartpostal eylemi düzenliyor.

Şehrin en işlek alış veriş sokaklarından Königstrasse’de 11.00-14.00 saatleri arasında
Türkçe ve Almanca olmak üzere “Gazetecilik Suç Değildir” sloganı altında yoldan geçenlere kartpostal dağıtılacak.
Eylem, Stuttgart Ana Tren Garı yakınlarındaki tiyatro pasajı önünde gerçekleşecek.

Diğer taraftan ver.di Baden Württemberg Teşkilatı Medya, Sanat ve Sanayi Bölüm Başkanı Siegfried Heim ve ATGB Başkanı Işın Toymaz, sendika binasında biraraya gelerek, kartpostal eylemine son şeklini verdi.

ATGB Başkanı Toymaz, “15 Temmuz’daki darbe girişiminin ardından iktidarın baskısı sonucu işten çıkarılan gazeteci sayısı her geçen gün endişe verici şekilde tırmanıyor. Yüzlerce meslektaşımızın basın kartları, bazı gazetecilerin ise pasaportları iptal edildi. Türkiye’de muhalif medyaya yönelik baskı ve saldırılara karşı bugüne dek ATGB olarak her fırsatta ve her yerde, bağımsız ve özgür basın için taleplerimizi dile getirdik. Basın, ifade ve düşünce özgürlüğünün ayaklar altına alındığı ülkemizde demokrasi ve özgürlük yeniden tesis edilene dek mücadelemize devam edeceğiz. Tutuklu gazeteciler arasında ATGB kurucu üyelerinden Güray Öz de yer alıyor. DJU ve DJV’ye ise, Türkiye’deki özgür basın için verdiğimiz mücadelemize desteklerinden dolayı ise teşekkür ediyoruz” dedi.

toymaz-heim
ver.di Baden Württemberg Teşkilatı Medya, Sanat ve Sanayi Bölüm Başkanı Siegfried Heim ve ATGB Başkanı Işın Toymaz, sendika binasında biraraya gelerek, kartpostal eylemine son şeklini verdi

Ver.di Baden Württemberg Medya Bölüm Şefi Heim ise konuya ilişkin bir basın açıklaması yaptı.

Açıklamada “Kartpostal eylemi, dju/ver.di ve DJV Baden Württemberg adlı Alman basın örgütlerinin Türkiye’deki tutuklu gazetecilerle dayanışmasına ilişkin üçüncü eylemi.
Daha önce de Aralık ayında Özgür Politika ve Alınteri gazeteleri ile basın ve ifade özgürlüğü için Stuttgart kentinde bir gösteri düzenleyen DJU ve DJV, Şubat ayından bu yana ise Baden württemberg eyaleti’nden Türkiye’deki tutuklu gazetecilere mektup kampanyasını da sürdürüyor. Her iki gazete kartpostal eyleminde de destek veriyor” sözlerine yer verdi.

postkarte_journalismuskeinverbrechen

Türkiye’deki yaklaşık 150 tutuklu gazeteciye gönderilmek üzere hazırlanan ve ATGB Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Yaprakkıran’ın tasarımının yer aldığı kartpostallar, daha sonra kampanya aracılığıyla, cezaevindeki gazetecilere iletilecek.
Kartpostallar ver.di sendikasının internet sitesinde PDF dosyası olarak da yer alıyor.
4 Mayıs’ta ise eylemler çerçevesinde düzenlenecek panele Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Mesleki Örgütlenme Sekreteri Mustafa Kuleli’nin konuşmacı olarak katılması bekleniyor.

Stuttgart – Yeni Posta

Tutuklu gazetecilere Almanya’dan mektup var

Birleşik Hizmetliler Sendikası (verdi) Hessen Teşkilatı bünyesindeki Alman Gazeteciler Birliği (DJU) Hessen Teşkilatı, Türkiye’deki tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması için Avrupa Türk Gazeteciler Birliği (ATGB) ile ortaklaşa ve Frankfurt Halkevi‘nin desteğiyle “kartpostal” eylemi başlattı.

Basın ve ifade özgürlüğü taleplerinin yanı sıra cezaevindeki gazetecilerle dayanışmak ve onlara moral olmak için, unutulmadıklarını göstermek için  Türk ve Alman gazeteciler tarafından startı verilen kampanya kapsamında, tutuklu gazetecilerin adreslerinin yer aldığı kartpostallarda, cezaevindeki gazetecilerin adlarının bulunduğu listede de “Gazetecilik Suç Değildir!” sloganı Türkçe ve Almanca yazıyor.

Avrupa Türk Gazeteciler Birliği (ATGB), özgür basın için eylemlerini DJU ile ortaklaşa olmak üzere Almanya çapında yaymayı hedefliyor.

Öte yandan DJU Hessen Teşkkilatı’nın internet sitesinde kartpostallarla dayanışma eylemi ise şu şekilde yer aldı:

“Die Deutsche Journalistinnen- und Journalisten-Union (dju) in ver.di Hessen hat zusammen mit dem Türkischen Volkshaus Frankfurt und dem Bund türkischer Journalisten in Europa (ATGB) eine Postkartenaktion gestartet, mit der die Freilassung aller über 150 in der Türkei gefangen gehaltenen Journalistinnen und Journalisten gefordert wird.

Alle inhaftierten Kolleginnen und Kollegen sollen Karten erhalten, um ihnen die Gewissheit zu geben, dass sie nicht vergessen sind. Die Karten werden mit den Gefängnisadressen der Inhaftierten versehen und individuell verschickt.

Die Postkarte kann ausgedruckt und natürlich auch individuell eingesetzt werden, um z.B. bei der türkischen Botschaft und bei türkischen Konsulaten die Freilassung der Journalistinnen und Journalisten zu fordern.

Interessierten senden wir auch gerne Karten zu, solange der Vorrat reicht. Bitte eine Mail senden an manfred.moos@verdi.de

Eine Liste aller Inhaftierten hat Zeit Online veröffentlicht:
http://www.zeit.de/gesellschaft/zeitgeschehen/2017-03/pressefreiheit-tuerkei-inhaftierte-journalisten-deniz-yuecel-freedeniz”