Tutuklu gazetecilerle dayanışmaya devam

Parlamenter demokrasinin yerle bir edildiği, ağır insan hakları ihlalleriyle gündemden düşmeyen Türkiye’deki tutuklu gazetecilerle dayanışmak amacıyla Almanya’nın çeşitli eyaletlerinde eylemlere ve kampanyalara devam ediliyor.

Hessen Eyaleti’nde Alman Gazeteciler Birliği DJU ile gerçekleştirdiği eyleminin ardından Avrupa Türk Gazeteciler Birliği (ATGB) bu kez de Baden Württemberg Eyaleti’nde Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü ve tutuklu gazetecilerle dayanışma adına kampanyaya start verdi.

ATGB, Birleşik Hizmetliler Sendikası (ver.di) bünyesindeki Alman Gazeteciler Birliği (DJU) ve bir diğer Alman gazeteci örgütü olan DJV’nin Baden Württemberg teşkilatı ile ortaklaşa olmak üzere 13 Nisan Perşembe günü Stuttgart kentinde kartpostal eylemi düzenliyor.

Şehrin en işlek alış veriş sokaklarından Königstrasse’de 11.00-14.00 saatleri arasında
Türkçe ve Almanca olmak üzere “Gazetecilik Suç Değildir” sloganı altında yoldan geçenlere kartpostal dağıtılacak.
Eylem, Stuttgart Ana Tren Garı yakınlarındaki tiyatro pasajı önünde gerçekleşecek.

Diğer taraftan ver.di Baden Württemberg Teşkilatı Medya, Sanat ve Sanayi Bölüm Başkanı Siegfried Heim ve ATGB Başkanı Işın Toymaz, sendika binasında biraraya gelerek, kartpostal eylemine son şeklini verdi.

ATGB Başkanı Toymaz, “15 Temmuz’daki darbe girişiminin ardından iktidarın baskısı sonucu işten çıkarılan gazeteci sayısı her geçen gün endişe verici şekilde tırmanıyor. Yüzlerce meslektaşımızın basın kartları, bazı gazetecilerin ise pasaportları iptal edildi. Türkiye’de muhalif medyaya yönelik baskı ve saldırılara karşı bugüne dek ATGB olarak her fırsatta ve her yerde, bağımsız ve özgür basın için taleplerimizi dile getirdik. Basın, ifade ve düşünce özgürlüğünün ayaklar altına alındığı ülkemizde demokrasi ve özgürlük yeniden tesis edilene dek mücadelemize devam edeceğiz. Tutuklu gazeteciler arasında ATGB kurucu üyelerinden Güray Öz de yer alıyor. DJU ve DJV’ye ise, Türkiye’deki özgür basın için verdiğimiz mücadelemize desteklerinden dolayı ise teşekkür ediyoruz” dedi.

toymaz-heim
ver.di Baden Württemberg Teşkilatı Medya, Sanat ve Sanayi Bölüm Başkanı Siegfried Heim ve ATGB Başkanı Işın Toymaz, sendika binasında biraraya gelerek, kartpostal eylemine son şeklini verdi

Ver.di Baden Württemberg Medya Bölüm Şefi Heim ise konuya ilişkin bir basın açıklaması yaptı.

Açıklamada “Kartpostal eylemi, dju/ver.di ve DJV Baden Württemberg adlı Alman basın örgütlerinin Türkiye’deki tutuklu gazetecilerle dayanışmasına ilişkin üçüncü eylemi.
Daha önce de Aralık ayında Özgür Politika ve Alınteri gazeteleri ile basın ve ifade özgürlüğü için Stuttgart kentinde bir gösteri düzenleyen DJU ve DJV, Şubat ayından bu yana ise Baden württemberg eyaleti’nden Türkiye’deki tutuklu gazetecilere mektup kampanyasını da sürdürüyor. Her iki gazete kartpostal eyleminde de destek veriyor” sözlerine yer verdi.

postkarte_journalismuskeinverbrechen

Türkiye’deki yaklaşık 150 tutuklu gazeteciye gönderilmek üzere hazırlanan ve ATGB Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Yaprakkıran’ın tasarımının yer aldığı kartpostallar, daha sonra kampanya aracılığıyla, cezaevindeki gazetecilere iletilecek.
Kartpostallar ver.di sendikasının internet sitesinde PDF dosyası olarak da yer alıyor.
4 Mayıs’ta ise eylemler çerçevesinde düzenlenecek panele Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Mesleki Örgütlenme Sekreteri Mustafa Kuleli’nin konuşmacı olarak katılması bekleniyor.

Stuttgart – Yeni Posta

Journalismus ist kein Verbrechen

Solidarität mit inhaftierten Journalisten in der Türkei
Postkartenaktion
Infostand in Stuttgart am 13. April (Königstraße)

12.4.2017

Mit einer Postkartenaktion setzen die Journalistengewerkschaften deutsche journalistinnen und journalisten union in ver.di (dju) und der Deutsche Journalisten Verband (DJV) in Baden-Württemberg die Solidaritätsaktionen für die in der Türkei inhaftierten Journalisten fort. Die Postkartenaktion findet in Zusammenarbeit mit dem Bund türkischer Journalisten in Europa (ATGB) statt; einer Berufsorganisation türkischer Journalisten, die außerhalb der Türkei für europäische und türkische Medien arbeiten. Die Postkarten tragen in deutscher und türkischer Sprache die Aufschrift „Journalismus ist kein Verbrechen“ und die Namen von einigen der insgesamt rund 150 inhaftierten Reporter und Redakteure.

Die Postkarten werden erstmalig verteilt am morgigen Donnerstag, 13. April 2017, von 11 bis 14 Uhr an einem Infostand von dju/ver.di und DJV in der Stuttgarter Königstraße (Nähe Bahnhof / Theaterpassage). Passanten können die Postkarten mit einem persönlichen Solidaritätsgruß versehen, ehe diese in die türkischen Gefängnisse gesandt werden. Weiter besteht die Möglichkeit, die Postkarten hier direkt im PDF-Format herunterzuladen und auszudrucken.

Die Postkartenaktion ist die dritte Aktion von dju/ver.di und DJV Baden-Württemberg zur Unterstützung der in der Türkei inhaftierten Journalisten. Zusammen mit den türkischsprachigen Medien „Özgür Politika“ und „Alinteri“ hatte es im Dezember vorigen Jahres zunächst in Stuttgart eine Protestkundgebung gegen die Verhaftungen und die Schließung von Zeitungen, Fernseh- und Radiostationen sowie anderer Medien gegeben. Seit Februar läuft außerdem eine Patenschaftsaktion bei der einzelne Journalisten und Redaktionen aus Baden-Württemberg mit den Inhaftierten in Briefkontakt treten. Auch diese Aktion wird in Zusammenarbeit mit den beiden türkischsprachigen Medien durchgeführt, die auch die Postkartenaktion unterstützen. Für 4. Mai ist außerdem eine Veranstaltung mit dem Generalsekretär der türkischen Journalistengewerkschaft TGS, Mustafa Kuleli, geplant.

https://medien-kunst-industrie-bawue.verdi.de/themen/nachrichten/++co++f4273220-1f5c-11e7-bd69-525400423e78

Alman yayıncılar Türkiye’de ilan verecek

Tutuklu gazetecilerle dayanışmak için Türkiye’de muhalif basında ilan vermek üzere bağış kampanyası yürüten Alman yayınevleri çatı kuruluşu, referandum öncesi ilanları yayınlatmaya hazırlanıyor.

Deutsche Welle Türkçe’den Gezar Acer’in haberine göre Alman yayınevleri, kitap evlerinin çatı kuruluşu Alman Kitap Basım ve Yayıncıları Derneği Borsa Birliği, Türkiye’deki tutuklu gazetecilerle dayanışma göstermek üzere başlattığı kampanya kapsamında, Türkiye’deki altı gazete ve online haber portalında referandum öncesi ilan yayınlatacak. Basın özgürlüğünün önemine dikkat çeken ilanlar Türkçe olarak “Özgürlük ve Demokrasi İçin Hep Birlikte” başlığıyla, haftalık Agos gazetesi, BirGün, Cumhuriyet ve Evrensel gazeteleri ile online haber portalları Diken ve Turuncutime‘da yer alacak.
medya-destekYayınevleri #FreeWordsTurkey inisiyatifinin çağrısı kapsamında, Türkiye’deki tutuklu yazar ve gazetecilerle dayanışma gösterildiğini açıklamış ve bir bağış kampanyası başlatmıştı. Alman Kitap Basım ve Yayıncıları Derneği Borsa Birliği tarafından salı günü Frankfurt’ta yapılan açıklamada, bağış kampanyası kapsamında 16 bin Euro’nun üzerinde para toplandığı belirtildi. İlanların toplanan bu para ile finanse edileceği belirtildi.
Açıklamada, internet üzerinden yürütülen dört günlük bağış kampanyasına aralarında uluslararası yayınevlerinin de bulunduğu yaklaşık 400 bağışçının destek verdiği ifade edildi.
“Düşünce özgürlüğü olmadan özgür toplum olmaz”
alexander-skipisAlman Kitap Basım ve Yayıncıları Derneği Borsa Birliği Başkanı Alexander Skipis, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, başkanı olduğu birliğin Almanya’daki tüm yayınevlerini temsil ettiğini belirterek, yaptıkları işin temelini düşünce özgürlüğünün oluşturduğuna dikkat çekti.
Düşünce özgürlüğü olmadan, özgür basın ve her şeyden önce özgür bir kitap endüstrisi söz konusu olamayacağını vurgulayan Skipis, Türkiye’deki tutuklu gazetecilerle dayanışma göstermek için yürüttükleri kampanyanın gerekçesini, “Biz de çalışmalarımızla özgür bir toplumun oluşmasına hizmet etmekle yükümlüyüz. Türkiye’de düşünce özgürlüğünün ayaklar altına alındığını görüyoruz. Neredeyse tamamen yok edilmiş durumda. 150’nin üzerinde yazar ve gazeteci cezaevinde, binlerce insan, Erdoğan’la farklı görüşte olması nedeniyle tutuklandı. Bu nedenle düşünce özgürlüğü için güçlü bir mücadele yürütüyoruz. Çünkü düşünce özgürlüğü her özgür ve demokratik toplumun temelini oluşturuyor” şeklinde aktardı.

“Tarihi bilinçli seçtik”

Alman Kitap Basım ve Yayıncıları Derneği Borsa Birliği tarafından yapılan açıklamada, ilanların referandum öncesindeki hafta içinde yayınlanacağı belirtildi.

wuf-banner-online Birliğin başkanı Alexander Skipis, tarihin bilinçli olarak seçildiğini ifade ederek, “Referandum öncesi, farklı düşünen ve açıklamaları nedeniyle tutuklanma tehlikesi altında olanlarla bir dayanışma mesajı vermek istiyoruz. İlanların referandum öncesi yayınlanması bilinçli olarak seçildi. Çünkü ‘bizler sizlerin yanındayız, sizlerle dayanışma içindeyiz ve bizler ortak değerlere sahip bir toplum olarak kalmamızı umuyoruz’ demek için bu dönemi belirledik” dedi.
Startnext.com internet portalı üzerinden yapılan bağış kampanyasına çok sayıda uluslararası yayıncı katıldı. #FreeWordsTurkey inisiyatifi de Şubat ayı sonunda internet üzerinden “Türk hükümetinin düşünce ve basın özgürlüğüne yönelik engellemelerine karşı” bir imza kampanyası başlatmıştı. Yüz binin üzerinde kişinin imzaladığı kampanya, Alman federal hükümeti ve AB Komisyonu’na iletti.

Tutuklu gazetecilere Almanya’dan mektup var

Birleşik Hizmetliler Sendikası (verdi) Hessen Teşkilatı bünyesindeki Alman Gazeteciler Birliği (DJU) Hessen Teşkilatı, Türkiye’deki tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması için Avrupa Türk Gazeteciler Birliği (ATGB) ile ortaklaşa ve Frankfurt Halkevi‘nin desteğiyle “kartpostal” eylemi başlattı.

Basın ve ifade özgürlüğü taleplerinin yanı sıra cezaevindeki gazetecilerle dayanışmak ve onlara moral olmak için, unutulmadıklarını göstermek için  Türk ve Alman gazeteciler tarafından startı verilen kampanya kapsamında, tutuklu gazetecilerin adreslerinin yer aldığı kartpostallarda, cezaevindeki gazetecilerin adlarının bulunduğu listede de “Gazetecilik Suç Değildir!” sloganı Türkçe ve Almanca yazıyor.

Avrupa Türk Gazeteciler Birliği (ATGB), özgür basın için eylemlerini DJU ile ortaklaşa olmak üzere Almanya çapında yaymayı hedefliyor.

Öte yandan DJU Hessen Teşkkilatı’nın internet sitesinde kartpostallarla dayanışma eylemi ise şu şekilde yer aldı:

“Die Deutsche Journalistinnen- und Journalisten-Union (dju) in ver.di Hessen hat zusammen mit dem Türkischen Volkshaus Frankfurt und dem Bund türkischer Journalisten in Europa (ATGB) eine Postkartenaktion gestartet, mit der die Freilassung aller über 150 in der Türkei gefangen gehaltenen Journalistinnen und Journalisten gefordert wird.

Alle inhaftierten Kolleginnen und Kollegen sollen Karten erhalten, um ihnen die Gewissheit zu geben, dass sie nicht vergessen sind. Die Karten werden mit den Gefängnisadressen der Inhaftierten versehen und individuell verschickt.

Die Postkarte kann ausgedruckt und natürlich auch individuell eingesetzt werden, um z.B. bei der türkischen Botschaft und bei türkischen Konsulaten die Freilassung der Journalistinnen und Journalisten zu fordern.

Interessierten senden wir auch gerne Karten zu, solange der Vorrat reicht. Bitte eine Mail senden an manfred.moos@verdi.de

Eine Liste aller Inhaftierten hat Zeit Online veröffentlicht:
http://www.zeit.de/gesellschaft/zeitgeschehen/2017-03/pressefreiheit-tuerkei-inhaftierte-journalisten-deniz-yuecel-freedeniz”

 

 

 

 

ATGB KURUCU ÜYESİ #GÜRAYÖZ SERBEST BIRAKILSIN

 

Avrupa Türk Gazeteciler Birliği’nin (ATGB) Kurucu Üyesi de olan Cumhuriyet Gazetesi Ombudsmanı Güray Öz’ün serbest bırakılmasını talep ediyoruz.

Parlamenter demokrasinin yerle bir edildiği, ağır insan hakları ihlalleriyle gündemden düşmeyen Türkiye’de 31 Ekim 2016’da, Cumhuriyet soruşturması kapsamında polis tarafından evi basılarak gözaltına alınan ve 4 Kasım’da tutuklanan
Cumhuriyet Okur Temsilcisi Güray Öz sadece gazetecilik yaptığı için onlarca gazeteci gibi cezaevinde tutuluyor.

Medya ve ifade özgürlüğünün ayaklar altında olduğu ülkemizin bir büyük felaket içinde debelendiği günlerde terörün yanından bile geçmemiş, hatta ömürleri terörle mücadele içinde geçmiş gazeteciler ve kurumlarının terör bahanesiyle yerle bir edilmesi, Türkiye’deki rejimin gerçek niteliğini açığa çıkarmıştır.
Bu süreci, ATGB’ye bağlı gazeteciler olarak büyük bir kaygı ile izlemekteyiz.

Cumhuriyet’e operasyon düzenlendiği günlerde 31 Ekim 2016’da ATGB olarak yaptığımız bir açıklamada, tarafsız ve bağımsız habercilik yaparken mesleki faaliyetleri nedeniyle tutuklanan tüm gazetecilerin derhal serbest bırakılması çağrısında bulunmuştuk.

Ancak o günden bu yana geçen süreçte muhalif medyaya yönelik şiddetin, gazetecilere baskının artarak sürdüğüne, üzülerek tanık olmaya devam ediyoruz.

Özgürlüklerinden alıkonan ve haklarında henüz bir iddianame hazırlanmayan 11 Cumhuriyet çalışanından biri olan kurucu üyemiz Güray Öz ve tutuklu tüm gazetecilerin serbest bırakılma talebimizi bir kez daha dile getiriyoruz.
Diğer taraftan Birleşik Hizmetliler Sendikası (verdi) bünyesindeki Alman Gazeteciler Birliği’nin (DJU) Hessen Teşkilatı’na ve Alman meslektaşlarımıza da, ATGB Kurucu Üyesi Güray Öz olmak üzere Türkiye’de tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması için yaptığı çağrı ve dayanışmasından dolayı teşekkür ediyoruz.

ATGB, Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü için önümüzdeki günlerde DJU Hessen ile ortaklaşa kampanyalar, etkinlikler yapacak.
Tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması ve basın özgürlüğü ihlallerine son verilmesi için ATGB önümüzdeki günlerde benzer kampanyaları Almanya çapında hayata geçirecek.

Olağanüstü Hal kapsamında çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle, 170’den fazla medya organı kapatıldı.

15 Temmuz’daki darbe girişiminden önce, iktidarın baskısı sonucu işten çıkarılan gazeteci sayısı 900’e yakınken, Ohal’le birlikte 2 bin 500 civarında medya çalışanı ve gazeteci işsiz kaldı.
Yüzlerce meslektaşımızın basın kartları iptal edildi, yine bazı gazetecilerin pasaportu iptal edildi yurt dışına seyahat etmeleri fiilen yasaklanmış oldu.

Onlarca gazetecinin mal varlıklarına ise el kondu.
Dünyanın en büyük gazeteci hapishanesine dönüşen Türkiye’de bugün 159 gazeteci tutuklu bulunuyor.
ATGB Yönetim Kurulu

Güray Öz hakkında
1949 doğumlu Güray Öz, gazeteciliğe 1969 yılında Ant dergisinde yazı ve röportajlarla başladı.
TİP içinde çalıştı bir ilçe örgütünün dergisinde yazı işleri müdürlüğü yaptı.
12 Mart döneminde hakkında TCK 141-142. maddelerden soruşturuldu, arandı.
1974’ten sonra Makine Mühendisleri Odası’nın yayın bölümünü yönetti. İSTA Haber Ajansı’nda çalıştı. 12 Eylül askeri darbesinden sonra Almanya’ya geldi. Essen Üniversitesine bağlı Türkiye Araştırmalar Merkezi’nin basın sözcülüğünü yaptı.
Daha sonra Cumhuriyet Gazetesi Almanya Temsilcisi oldu. 2000 yılında Avrupa Temsilciliği’ne atandı.
1987-2000 yılları arasında Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti’nde (NRW), 2000-2005 yılları arasında ise Rhein Main’da yaşadı.
2005 yılında Türkiye’ye döndü ve Cumhuriyet Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü, daha sonra Yazı İşleri Müdürü oldu. 2013 yılında Okur Temsilciliği görevini üstlendi.
Cumhuriyet gazetesi ombudsmanı Güray Öz Kasım 2016’dan bu yana tutuklu.

KÖLN’DE “BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ” VE “REFERANDUM” PANELİ

Avrupa Türk Gazeteciler Birliği’nin (ATGB) toplantılar serisi devam ediyor.

Ancak ATGB bu kez hiç de iç açıcı olmayan bir konuyu masaya yatırıyor:
“Türkiye’de Basın Özgürlüğü ve Anayasa Referandumu”

Avrupa konseyi bünyesindeki “dijital medya platformunun” hazırladığı 2016 raporuna göre Türkiye, öldürülen, tutuklanan gazeteciler, kapatılan gazete ve televizyonlarla Avrupa’nın en sorunlu ülkesi durumunda.

RSF’nin (Sınır Tanımayan Gazeteciler) hazırladığı raporlara göre ise Türkiye’de basın özgürlüğü dibe vurmuş halde. Türkiye’de basın özgürlüğü 180 ülke arasında 151. sıraya kadar geriledi.

Dünyanın en büyük gazeteci hapishanesine dönüşmüş durumdaki ülkemizde
OHAL kapsamında insan hakları ihlalleri ise tüm şiddeti ile devam ediyor.

Demokrasinin temel taşı olan ifade ve basın özgürlüğü Türkiye’de ortadan kalkarken, gazetecilere yönelik baskılar kaygı verici boyuta ulaştı.

Bağımsız ve muhalif medya tasfiye ediliyor. Yolsuzlukların üzerine gidilmesi, kökten dinci şiddet ve terörizm konuşulamaz hale geldi.

Elbette basın özgürlüğünün çiğnenmesine karşı mücadele, Türkiye’de devam ediyor.
Bağımsız ve özgür gazetecilik, Türk halkının da bağımsızlığı ve özgürlüğü anlamına geliyor çünkü.

Hal böyleyken, Avrupa’daki medya ve elbetteki Türk gazeteciler de Türkiye’deki gidişatı büyük endişe ile takip ediyor.

Gezi’den bu yana Türkiye’de gerginlik tırmanırken, Türkiye şimdi de 16 Nisan’daki rejim değişikliğini öngören Anayasa Referandumu ile karşı karşıya bırakılmış durumda.
Bir yandan Suriye’deki savaş, terörizm, tırmanan işsizlik, yoksulluk sınırındaki yaşamlar, mülteci sorunu, diğer taraftan insan hakları ihlalleri, basın ve ifade özgürlüğüne saldırılarla boğuşan Türkiye tek adam sistemine doğru hızla çekilmek isteniyor.

Toplumda polarizasyon had safhada.

ATGB, Almanya’nın Köln kentinde 25 Mart’taki “Türkiye’de Basın Özgürlüğü ve Anayasa Referandumu” başlıklı panelde tüm bu olumsuz tabloya rağmen hem Türkiye’deki hem de Almanya’daki meslek örgütlerinin, medyanın dayanışmasına ışık tutacak.

Korkunun hakim olduğu bu atmosferde Türkiye’de baskı gören gazetecilere sayfalarını Türkçe haber siteleri ile açan Avrupa’nın ciddi yayın organlarının girişiminin de değerlendirileceği toplantıda Anayasa Referandumuna doğru giden Türkiye’de susturulmak istenen medyanın son durumu da mercek altına alınacak.

Toplantıya katılacak konuşmacılar arasında Celal Başlangıç – Gazeteci (Artı Gerçek), Attila Azrak – Gazeteci (ATGB 2. Başkanı), Haskar Kırmızıgül – Gazeteci (Hayır Platformu) ve Günay Çapan – CHP Köln Derneği (CHP Hayır Platformu) yer alıyor.

ATGB Genel Sekreteri Fuat Ateş’in yöneteceği, Alpenrosenweg 6adresindeki Köln AKM salonlarındaki toplantı saat 16’da başlayacak.

Ayrıntılı bilgi almak isteyenelerin +49 178 4982997 numaralı telefona başvurabilecekleri belirtildi.

25 Mart 2017 Cumartesi – Saat 16:00
Köln AKM
Alpenrosenweg 6
50769 KölnKonuşmacılar:

Celal Başlangıç – Gazeteci (Artı Gerçek)
Attila Azrak – Gazeteci (ATGB 2. Başkanı)
Haskar Kırmızıgül – Gazeteci (Hayır Platformu)
Günay Çapan – CHP Köln Derneği (CHP Hayır Platformu)

Moderatör: Fuat Ateş – Gazeteci (ATGB Genel Sekreteri)