Jilet Ayşe’nin hediyeleri çok konuşulacak !

Almanya’nın önde gelen Türk kökenli kadın komedyenlerinden İdil Baydar namı diğer Jilet Ayşe son gösterisi “Helal Noel“ (Weihnachten Helal!) ile yine adından çokça söz ettirdi.

Ankaralı 39 yaşındaki kabare oyuncusu ve stand up ustası İdil Baydar, yılbaşı öncesi ve Noel tatili arefesinde Almanya’da yayınlanan ekonomi haber sitesi „Halal Welt“in Genel Yayın Yönetmeni Kemal Çalık’ın sorularını yanıtladı.
nicht-zu-glauben-ist-unmoglich-halal-welt-das-magazin-fur-die-halal-wirtschaft

Gösterilerinde politik mesajlar veren İdil Baydar ile helal jelibon, son dakika noel hediyeleri ve erkeklerin değer verilme arzuları üzerine aynı zaman ATGB Yönetim Kurulu Üyesi / Sayman Kemal Çalık konuştu.
www.halal-welt.com haber portalında yayınlanan röportaj şöyle:

“HELAL NOEL“ İSMİ GARİP AMA GERÇEK

Sayın Baydar, noel hediyesi aldınız mı?
Valla son dakikada, 24’ Aralık’ta aldım.

01_pressefoto_credit_cengiz_karahan

Bizim dini bayramlarımızda ne yapıyorsunuz?

Şeker Bayramı’nda babamın elini öpüyorum. Gerçekte çok da dindar değilimdir. Elbette dinimiz ile ilgili bilgim var ve bana çok da yararı oldu bu bilgilerin. Ancak ben daha çok spiritüel konulara eğilim duyuyorum.

02_pressefoto_credit_cengiz_karahan

“Helal Noel“ ismini taşıyan gösterinizin adı biraz uçuk kaçık değil mi?

Evet garip gelebilir. Ancak gerçeğe uygun. Hz. Musa üç dini de birleştiren bir peygamber. Hıristiyanlar, Müslümanlar ve Museviler için önemli bir figür. Böyle bakılırsa evet noele, helal diyebiliriz. Dinler arasında mesafe konmaya çalışılan günümüzde elbette bu isim kulaklara çok da alışıldık gelmiyor olabilir.

“ALMAN KÖKENLİ DEĞİL“ NOTU NEDEN DÜŞÜLÜYOR?

Gösterinin başında Hıristiyanlar, Müslümanlar, Museviler ve inançsızlar bir armağan masasının başında oturuyor. Daha sonra siz Jilet Ayşe olarak gelip, Almanya ile konuşmak istiyorsunuz. Jilet Ayşe ne istiyor?

Jilet Ayşe, karşısındaki tarafından iyi dinlenmediğini düşünüyor. Bu nedenle insanların yüzüne doğru bağırmaya başlıyor. Konuşulacak bir sürü şey var. Örneğin Almanya’da yaşamaya karar vermiş Amerikalılar, neden „tercih edilen yabancılar“ olarak yansıtılıyor. Burada doğan çocuklarımıza neden“ Alman kökenli değil“ notu düşülüyor. Bunları konuşmalıyız.
Bu masada inançsızın ne işi var?
İnançsız neyse o. Masaya uyuyor işte.

03_pressefoto_credit_cengiz_karahan

Noeli kutluyor musunuz?

Taksi şoförüyle konuştum. „Kutlamasak“ daha iyi, dedi. Ama elbette ki kutlamalıyız. Kur’an’da İsa Peygamber’den söz ediliyor. Bu nedenle Müslümanların kutlamaması için bir sebep göremiyorum. Hz. İsa, Müslümanlar için de büyük bir peygamber.
Almanya’da vejeteryanlık, organik beslenme çok tutuluyor. Siz de bu trendi izliyor musunuz?
Kesinlikle. Kitlesel katledilen hayvanların etini asla yemem. Bu çok korkunç. Etli yemekleri iyice azalttım. Neredeyse sıfır noktasında diyebilirim. Ancak çok katı da değilim. Arada bir sosis de yiyorum.

“Helal“ bir yaşam sürmek sizin için önemli mi?

Jelibon konusunda kesinlikle öyle. Jelatin bana iyi gelmiyor. Allah’tan helal jelibonlar var. Helal üretimde, ürünlerin arılığına önem veriliyor. İstismar ve çevreye ve diğer insanlara zarar vermesi tabu. Afrikalı çocuklar tarafından yerin altından çıkarılan elmasların yer aldığı telefonlar var örneğin. Ya da kürk mantolar. Köpeklerin derilerini yüzerek sahte kürk manto yapıyorlar.

06_pressefoto_credit_cengiz_karahan

ALMANLAR KENDİNİ BEĞENMİŞ, TÜRKLER ÇİFTE STANDART DÜŞKÜNÜ

Türklerde ve Almanlarda size ne komik geliyor?

Almanlardaki kendini beğenmişliği ve üstün ırk kompleksini çok komik buluyorum. Bu konuda destek almaları gerekiyor. Başkaları için bu kadar çok gelişim desteği vermeye hazır olanların kendileri de bu destekten yararlanmaları gerekiyor. Biz Türklerde ise çifte standart zirve yapmış. Örneğin, „Domuz eti yemiyorum. Domuz eti yiyenlerin hepsi de benim için pistir“ deyip sonra da uyuşturucu kullanıp, fahişelerle yatıp kalkanlara ne demeli?

idil-baydar1-jilet-ayse

ERKEKLER NEDEN ERKEK SIĞINMA YURDUNA GÖNDERİLMİYOR?

Sizin için doğru sorular nelerdir?

Köln’deki yılbaşı gecesi olayları sonrası, „Neden yabancı erkekler Alman kadınlarına saygı duymuyor?“ sorusunu yönelttiler. Bu çok yanlış bir soru. Doğrusu „Erkekler neden şiddet uyguluyor ve biz bu konuda neler yapabiliriz?“ olmalı.
Kadın erkek eşitliği konusunda da öyle. Kadınlar şiddet görünce evlerini terkedip, Kadın Sığınma Evine yerleşmek zorunda. Neden bir kadın üç çocuğu ile evi terkedip, yurda yerleşsin? Neden erkekler, erkekler yurduna yerleştirilmiyor? İlginç olanı ise şiddet hep yabancı erkeklerle ilişkilendiriliyor. Gerçek şu ki Alman kadınları da Alman erkeklerinden şiddet görüyor.

05_pressefoto_credit_cengiz_karahan

Erkekler neden şiddet eğilimli?

Birçok nedeni var. Önce bir erkeğin en derindeki temel ihtiyaçları ne, bu konuda netliğe ulaşmak gerek. En önemli ihtiyaçlarından biri dikkate alınmak, değer verilmek. Onları dikkate almadığımız zaman mutsuz oluyorlar. Bu nedenle erkeklere değer görme, tanınma mücadelelerinde nasıl bir ortam sunabiliriz, bunu araştırmamız gerekir.

10_pressefoto_credit_cengiz_karahan

BİRBİRİMİZE “SAYGI“ VE “DEĞER“ ARMAĞAN EDELİM

Peki son olarak, hediye masasına geri dönelim. Hıristiyanlar, Müslümanlar, Museviler ve inançsızlar sizce birbirlerine ne armağan etmeliler?

Birbirlerine değer vermeleri beni çok mutlu ederdi. Aralarındaki sorunları çözmek için birbirlerine bir göz atsalar örneğin. Benim önerim birbirlerine “saygı“ ve “değer“ armağan etmeleri. Bu onları yanlış yargılardan, önyargılardan koruyacaktır.

Jilet Ayşe onlara ne armağan ederdi?

Onların her birine Hıristiyanlar, Müslümanlar, Museviler ve inançsızlar üzerine birer fıkra anlatırdım. Ayrıca inançsızlar, „inanmadıklarını“ iddia etseler de bu da bir inançtır. İnanmamak imkansız!

Foto: Cengiz Karahan