ENF KONGRESİNDE AKREDİTASYON SKANDALI

Sağ popülist liderlerin Koblenz’de bir Avrupa ittifakı kurmaya ve uluslarını Avrupa Birliği’nden çıkarmaya hazırlandığı zirvede akreditasyon skandalı yaşandı.
Alman devlet radyo ve televizyonlarının yer aldığı GEZ medyasına ve Handelsblatt gazetesine akreditasyon vermeyen ENF zirvesinin organizatörü Alman sağ popülist parti AfD’li Marcus Pretzell’e tepki yağdı. Pretzell Spiegel dergisinden Melanie Amann ve FAZ gazetesinden Justus Bender’e de akreditasyon vermedi. Ancak Brender daha sonra toplantıya girmeyi başardı.
Ayrıca akreditasyon başvuru formunda yer alan „Organizatör ENF buluşması esnasında gerekçe belirtmeden gazetecileri salondan çıkarabilir“ ibaresi de dikkati çekti.
AfD benzer uygulamayı Baden Württemberg Eyalet Parti Kurulu’nda da gerçekleştirmiş ve çok sayıda gazeteciyi içeriye almamıştı. AfD’nin yakında Nürtingen’de gerçekleşecek Baden Württemberg Eyalet Parti Kurulu’nda da benzer tavrı sergilemesi bekleniyor.
Alman devlet televizyon kanalı ARD’nin redaksiyon şefleri ise ortak bir basın açıklaması yaparak akreditasyon engelini „basın ve ifade özgürlüğüne ağır bir saldırı“ olarak nitelediler.
Benzer açıklama Alman devlet televizyon kanalı ZDF’ten de geldi.
Alman Gazeteciler Birliği (DJV) ise ENF’ye çağrıda bulunarak bütün gazetecilere akreditasyon verilmesini istedi. DJV Genel Başkanı Frank Überall „Avrupa Parlamentosu’nun Meclis Grubu bir toplantı gerçekleştiriyorsa bunun bir odada özel bir buluşma olmadığı açıkça ortadır. Partiler gazetecileri bu buluşmanın dışında tutamazlar“ dedi.

Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn da ırkçı liderler zirvesine karşı sesini yükselten Avrupalı politikacılar arasında yer aldı. „Şimdi Avrupa’ya zarar verenlere karşı, çok renkli Avrupa için mücadele zamanı“ diyen Asselborn bir kısım medya kuruluşunun da akreditasyonu engelleyerek, ırkçı liderler zirvesini takip etmesinin önlenmesini ise sert dille kınadı.
Rheinland Pfalz Eyalet Başbakanı Malu Dreyer de bir kısım medyanın dışlanmasını sert sözlerle eleştirerek AfD’nin tutumunu „anayasaya aykırı“ olarak değerlendirdi.